Hayret, ibret ve zillet!
Sana ibret gerek ise gel göresin bu sinleri*
Ger taş isen eriyesin bakıp görünce bunları
Şiiri günlük, genel geçer, romantik ve eğlendirici bir araç olarak görenlerin sayısı hiçbir zaman eksik olmadı. Hamaset vakitlerinde duygu uçurumlarından her seferinde aşağıya fırlatılan şiir ağızlarda zevkle çiğnendi. Hele çağımızda o, değil vaktin üvey evladı kapının son mandalı bile değil. Mümkün olan en kısa sürede ebedi ölüm ilanı duyurulmak üzere. Arada bir, öylesine, estiğinde, denize düşenlerin malum sürüngene sarılmaları misali öne çıkıp şiir okumalarına aldanmayın bazılarının. Şiirle varolmak diye bir şey vardır ve bu hem şairler hem de okurlar için geçerlidir. Hatta bizi Anadolu toprağında şiir mayalayıp ayakta tutmuştur demek abartı sayılmaz. Bir kez olsun şiirden düşmesin bir toplum, onun hallerine ibret ve hayretle bakarken zilletinden yüzünüz kızarır. Oysa şöyle bir etrafımıza baksak, nefesimizi tutup biraz geri çekilsek, şiirin tuttuğu aynada manzara daha da netleşecek, her şey ‘insan denilen saz’ parçasının kendisini tekrar edip duran kaderine/ kederine dönüşecek. Eğer kader sevilmezse sonu trajedidir ve kader insanın içine düştüğü değil kendi kıldığı hayatın adıdır. Öyle olmayınca şair, sanki neredeyse yedi asır önce değil de şimdi, az önce yanıbaşımızda dil döküyormuş gibi tane tane gösterir olup biteni. Bak der bak, senin bu şişinip gerinmelerin, senin bu afra tafraların, senin bu aleme nizam verici........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar