menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Deniz düşünceleri…

14 5
02.08.2025

Deniz güneşle birlikte ilk uyanan varlıktır dersem kimse şaşırmasın. Hatta o güneşten de önce uyanır fakat çalkalanıp durmaktan, gerinip esnemekten bir türlü ters yüz edilemeyen çamaşırlar gibi kendisine takılıp kalmaktan güneş olmadan kurtulamaz. Bir kaşı kalkık her an güneşin patlayacağı yönde tetiktedir. Çünkü deniz bir gündüz varlığıdır ve geceleyin kendi homurtusunun yankısından korkan karanlık ve ilkel bir canlı halinde sinip çok derinlere çekilir. Tekdüze bir zaman perdesi halinde kapanır onun sahnesi. Gün batımı takındığı o kanlı hüzün de bu sebeptendir. Birazdan başka bir alemin kimsesiz çocuğu olacaktır çünkü yapayalnız. İnsanlar güneş batarken oluşan hüzün hanesini kendi psikolojilerine bağlarlar. Oysa deniz sanki yarın dünyayı görmeyecekmişçesine endişelidir.

Eğer kişi bahtlıysa ve güneşin uyanışı ile denizin belirişini aynı anda yakalayabilmişse başka bir şeyle karşılaşmış demektir. İster deniz gören bir otelin üst katlarından birinde ister konuk olduğu herhangi bir denize nazır evde ya da hiç fark etmez bir başına bir sahilde otururken bulsun kendini dalgaların kıyıya vurup da çekildiği yerde ince ip izine benzeyen şekiller oluşur. Bu ince uzun ipler insan, güneş ve deniz arasındaki o kadim ve arkaik ruh gelgitinin emanetleridir. Deniz asıl köpük bıraktığı için değil nazar sahibi dikkatli gözlerin fark edebileceği bu dokuyuşu gerçekleştirdiği için yaratıcıdır. Çölde........

© Karar