Kamu işleri ‘emanet’tir ehline verilmelidir
İslâmî telakkiye göre kamu işleri birer emanet olup, bu işler dürüst ve ehil insanlara verilmelidir. “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder” ayetindeki ‘emanet’ kelimesi ‘kamu görevleri’ olarak da yorumlanmıştır. Bu ve benzer ayetlerde, kamusal görevlerle ilgili sınav ve/veya atamalarda iltimas ve kayırmacılığı onaylamayan ahlâkî, hukuki ve siyasal bir ilke ortaya konmuştur.
Kur’ân-ı Kerîm’de dürüstlük ve adalet gibi bazı ilke kavramları bulunsa da özel olarak ‘iltimas ve kayırmacılık’ anlamında bir kavram yoktur. Arapça olan ‘iltimas’a en yakın Kur’an kavramı “kötü şefaat”tir (şefâaten seyyie). Nisâ 4/86. ayette “meşru olmayan bir işe aracılık yapmak” anlamında geçmektedir.
Vahiy döneminin Mekke yıllarında henüz bir devlet teşkilatı yoktu; Medine döneminde ise bu teşkilatın temelleri yeni atılmaya başlanmıştı. Dolayısıyla Kur’an’da böyle bir ahlâkî-toplumsal sorundan bahsedilmemesi ve böyle bir kelimenin kullanılmaması doğaldır. Bununla beraber adalet ve hakkaniyet, emanet, doğruluk ve dürüstlük gibi ilkelere ilişkin çok sayda ayet vardır. Bu ayetlerin iltimas ve kayırmacılık gibi usulsüz işleri de yasakladığında kuşku yoktur.
Esasen İslâmî telakkiye göre kamu işleri birer emanet olup, bu işler dürüst ve ehil insanlara........
© Karar
