menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Onlar bizden değilse adaleti hak etmezler mi?

22 13
06.06.2025

Müslüman zihninin ahlaki çürüme ile malul duruma düştüğü kahredici bir dönemi yaşıyoruz. Bu yüzden kendisini dinin sahibi olarak gören anlayış, kendisiyle aynı düşünceleri paylaşmayan, farklı kimlik ve farklı ideolojik aidiyete sahip olan herkesi ötekileştirerek onları hukuktan, adaletten mahrum bırakmayı adeta bir fazilet olarak görmektedir.

Oysa Allah’ın kelamı olan Kur’an, insanlığın kendi içindeki farklılıkları Allah’ın varlık ve kudretinin işareti olarak görmektedir. “O’nun varlığının delillerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, ayrıca dillerinizin ve renklerinizin farklı farklı olmasıdır. Bilgi sahibi olanlar için bunda elbette kesin deliller vardır.” (er-Rum/22) Çünkü hayat tarzlarındaki farklılık ilahi hikmetin kapsamındadır ve esas olan insanların güzel işlerde yarış içinde olmasıdır: “Şayet Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdikleriyle sizi denemek istedi. Öyleyse hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır.” (el-Maide 5/48)

İlahi hitabın anlamı ve insanlığa gösterdiği ‘iyilik-doğruluk’ hedefi bu kadar açık olduğu halde, sanki Allah sadece dindarların Allah’ıymış gibi görenler, ne yazık ki hukuksuzlukta, adaletsizlikte sınır tanımayan bir yarışın içindeler. Daha da vahim olanı bu zihniyetin, herkesi hizaya sokmayı kutsal bir görevmiş gibi bellemiş olmasıdır.

Bu öyle bir hal ki Allah’ın kendisini inkar edenlere bile nimetlerini bahşettiği bir dünyada,........

© Karar