menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Masal bu ya memleketin birinde mutlu insanlar yaşarmış…

40 1
01.09.2025

Masallar dünya edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Esas itibariyle bu metinler, olağanüstü kişilerin başından geçen olağan dışı olayların geçtiği anlatılardır. Bugün hafızalarımızı tazelediğimizde, hemen hepimiz bir çırpıda pek çok masalın adını sıralayabiliriz. Okul yıllarımızdan da hatırladığımız Andersen masalları mesela… Alis Harikalar Diyarında, Bremen Mızıkacıları, Fransız edebiyatının önemli klasiklerinden birisi olan La Fontaine masalları, Kuleden sarkıttığı uzun, altın sarısı saçlarıyla tüm dünya tarafından bilinen Rapunzel, Kibritçi Kız, Fareli Köyün Kavalcısı ilk aklımıza gelenler…

Masallar, bütün olumsuzluklara rağmen genellikle mutlu sonla biter… Ama bugün bizim yaşadıklarımız üzerine anlatılan masallar ise hiç de öyle mutlu sonla bitmiyor… Zira bizim masalcılarımız mutlu sonları pek sevmiyorlar.

Galiba esas maharet masalcıda değil, masalı dinleyenlerde. Masal anlatıcısı ve yazar Judith Malika Liberman Medyascop’a verdiği röportajda, masalı dinleyenlere onu anlatan kişiden daha büyük iş düştüğünü söylüyor: “Filmde yönetmenin yaptığı her şeyi burada dinleyici yapıyor. Filmde bütün ortam hazır, sana sadece izlemek düşüyor. Ama mesela masala başlarken ‘Bir kral vardı’ diyoruz, o kralı hayal etmek burada dinleyiciye düşüyor.”

Masal bu ya… Memleketin birinde ya da bizim memleketimizde ülkeyi yönetenler her gün bir başka masal anlatıyorlar. Mesela Kur korumalı Mevduat diye bir masalımız var, kontrolden çıkmış bir ekonomi yönetimi akıl dışı masallar anlattı ama fiyaskoyla........

© Karar