İslam’ın mesajını ‘şeriat devleti’ modeline hapsetmek…
Modern dönemde Müslüman dünyanın en kafa karıştırıcı konularından birisi, “Şeriat devleti” tartışmasıdır. Müslümanların 1400 yıllık tecrübesini yok sayarak Kur’an’ın mesajını reel hayattan koparıp klasik teoriye hapseden İslam uleması, dini icat ettikleri bir “şeriat devleti” modeline indirgemişlerdir.
Oysa İslam’ın kesinlikle bir devlet talebi yoktur. Din, toplumların inşa edeceği devletin adıyla ilgilenmez, vazettiği temel ilkeler bellidir; adaletli olmak, hakka-hukuka riayet etmek, kimseye zulmetmemek, başkalarının malına-canına, namusuna tasallutta bulunmamak, her an Allah görüyormuş gibi hesap verebilir olmak…
Bugünün dünyasında bile hala bir ’hukuk devleti’ inşa edemeyen İslam ülkelerinin önemli bir bölümünde yürürlükte olan “Şeriat devleti”, yasakçı ve despot bir devlettir. Bu ülkelerdeki ‘din polisleri’ kimlerin ‘salih’ ya da ‘fasık’ olduğu, kimlerin namaz kılıp kılmadığı, kadınların başlarını örtüp örtmediği ve buna benzer olayları denetler.
Esas talihsizlik şu ki yüzyıllar içinde oluşan bunca tecrübeye rağmen, Türkiye’de de İslam fıkhına vakıf bazı din alimlerinin ‘şeriat devleti’ hayali kuruyor olmalarıdır.
Bu çerçevede, geçtiğimiz günlerde Hayrettin Karaman Hoca’nın Kur’an Araştırmaları Vakfı’nda “ötekine adalet” konusundaki bir konuşmasını dinledim videodan.
Öyle anlaşılıyor ki Hayrettin Hoca kafasında bir ‘şeriat devleti’ modeli oluşturmuş, buna göre insanları tasnif ediyor ve onlara........
© Karar
