menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İktidar-Öcalan müzakeresinin kritik noktaları

24 4
16.07.2025

Türkiye’nin uzun süredir derin bir siyasetsizlik yaşadığını artık hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tekçi yönetim anlayışı da zaten siyaset yapmaya müsait değil.

Dolayısıyla yeni rejim, siyasete ne kadar alan açansa o kadar siyaset yapmak gerekiyor. Aksi taktirde, hala eski günlerde olduğu gibi siyaset yapabileceği hayaline kapılan özellikle muhalefet partileri her an ‘terör destekçisi’ ya da ‘dış güçlerin uzantısı’ suçlamasıyla karşı karşıya kalabilirler.

Bu konuda hiç uzağa gitmeye gerek yok, geçtiğimiz on yılın arşivlerine baktığımızda AK Parti iktidarının, istisnasız bütün muhalefet partilerini PKK terör örgütünü desteklemekle suçladığını, hatta öyle ki DEM Partililere uzaktan selam verenleri bile ‘terör destekçisi’ olarak ilan ettiğini rahatlıkla görebiliriz.

Ama sonunda devran döndü ve şimdi bambaşka bir iklime evrildik. Ve zihinlerimiz o kadar karıştı ki gerçekten kim terörist, kim Kandil ve İmralı’nın dostu, kim vatansever, kim ‘5.kol faaliyeti’ içinde ayırt edemez hale geldik.

PKK’nın Süleymaniye’de sembolik olarak da olsa silahları yakmasıyla birlikte artık roller değişti ve şimdi muhalefeti ‘terör destekçisi’ olarak suçlayan iktidar, Öcalan’la ve Kandille müzakere süreci yürütüyor.

Bu ifadeleri, ‘müzakere süreci’ni olumsuzlama anlamında kullanmıyorum elbette. Zira “Terörsüz Türkiye”ye giden yolda Öcalan’la müzakereden başka bir seçenek de görünmüyor zaten Eğer barışı ve huzuru sağlayacaksak, bu yolu yürümek zorundayız.

Halkın özgür iradesiyle seçilip parlamentoya........

© Karar