Hukuksuzluklardan bize ne, yeter ki dindarlığımıza halel gelmesin…
Ruh dünyamızı, zihnimizi zenginleştiren oruç ayına veda etmeye hazırlandığımız şu günlerde vicdanlarımıza ve ahlaki meziyetlerimize de veda ediyoruz sanki…
Oysa yüce İslam’a inanan, Kur’an ayının faziletine talip olan insanlar, aynı zamanda hukuku, adaleti, hakkaniyeti en üstün değer olarak görmek durumundadır. Dahası, haksızlıklar, hukuksuzluklar karşısında en güçlü itiraz sesini yükseltmekle mükelleftirler.
Maalesef günümüz Müslümanları, İslam’ın özünü oluşturan İslam ahlakını ve her an Allah’ın murakabesi altında olduğumuzun göstergesi olan ‘ihsan’ı kaybettiler.
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hoca’nın bu konudaki şu uyarıları kulağımıza küpe olmalıdır: “İhsan, ahlakın ve dindarlığın kemalidir. Müslümanlar işte bu ‘ihsan ahlakı’nı yitirdiler. İhsan hüsnden gelir, güzellikten gelir. İslam düşüncesindeki güzel-çirkin (hüsün-kubuh) ayrımı da bu konuyla ilgili. Yani her an Allah’ın denetiminde, gözetiminde, onun rahmeti altında, onun lütuf ve inayeti altında yaşadığımızın bilincini kaybediyorsak dindarlığımız artık sığlaştı demektir. Dini ilimlerden de dindarlığımızdan da ahlak epey buharlaştı ve başka alemlere doğru akıp gitti. Artık ahlak lüks bir özenti, etik kurallar yığını, ötemizde, hayli uzağımızda bir öğreti gibi durmaya başladı demektir.” (Yüzleşme, s.46)
Bugün itibariyle Türkiye dahil, hemen bütün Müslüman coğrafyalardaki derin ahlaki krizden ve yozlaşmadan aslında hepimiz mustarip durumdayız ama hiçbirimiz kendimizle ve Müslümanlığımızla yüzleşmeyi........
© Karar
