Ben bendim ama o da gitti şimdi…
Hayatınızda öyle anlar vardır ki yaşadığınız ülkedeki adaletsizliklerden, dünyadaki zalimliklerden kaçıp sığınabileceğiniz bir liman ararsınız.
Ama hayat her zaman, kendi dünyanızda tasarladığınız istikamette gitmez. Gün gelir umutsuzluğun derinliklerinde adeta bir tükenişi yaşarsınız ve öyle bir an olur ki Yahya Kemal’in “Ölüm asude bir bahar ülkesidir” dizeleriyle başka bir aleme kayar gönlünüz…
İşte böyle anlarda genellikle ya şarkılara ya da şiirlere sığınırsınız… Şöyle kasvetli ve umutsuzluğun zirve yaptığı bir şarkı dinleyip bütün acıları toptan yaşamak istersiniz. Metallica’nın “Fade to Black” şarkısı mesela…
Birden karanlık çöker içinize ama şarkı ilerledikçe küçük umut kırıntılarıyla hayat bir ucundan yavaşça aydınlanmaya başlar. Giderek bir terapi seansının ilk anlarını yaşıyormuş gibi bir hisse kapılırsınız.
“Fade to Black”le yolculuğa çıkmak muhteşemdir… Zira bu şarkı hem duygusal hem de teknik anlamda olağanüstü bir heavy metal parçasıdır ve bir tükenişin şarkısıdır bir bakıma. Metallica’nın ikinci albümü olan “Ride The Lightning”de yer alan bu kasvetli şarkıyla, hayatın gerçekten yaşamaya değer olup olmadığını sorgulama ihtiyacı hissedersiniz ve birden zihninizde ölüm şimşek gibi çakıverir…
Grubun solisti ve aynı zamanda bu şarkının yazarı olan James Hetfield’in şarkısındaki şu dizeler, tam da böyle bir karanlığa işaret ediyor:
/Benim için daha fazlası yok.
Beni özgür bırakacak bir sona ihtiyacım var
James Hetfield tarafından........
© Karar
