menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adaletsizliği alkışlayacaksak vazgeçelim bu dindarlık sevdasından…

34 14
25.06.2025

Ahlakın tefessüh ettiği, vicdanların kirlendiği, adaletsizliğin kimsenin yüreğini titretmediği bir ülkede sözün de yazının da bir değerinin olmadığını biliyoruz.

Dolayısıyla hukukun, adaletin, ahlakın, hatta dinin bile siyasi ranta ve iktidara endekslendiği bir zihniyet ikliminde iktidarların adaletle hükmetmesini, hakka-hukuka riayet etmesini beklemek sadece bir iyi niyet temennisinden ibarettir.

Hayatımızı kuşatan, vicdanlarımızı adeta ipotek altına alan ideolojik zihniyetten adalet beklemenin abesle iştigal olduğunu yaşanan acı tecrübelerle çok iyi öğrendik. Toplum olarak insani ve İslami hassasiyetlerimizi kaybettiğimiz için, bu halden çok da şikayetçi değiliz.

Ama her şeye rağmen, ilahi hitabın en temel önerilerinden birisi olan ‘istikamet üzere olma’ hassasiyetini henüz kaybetmemiş olanların sesleri çok gür çıkmasa da vicdanlarının adaletsizliklere isyan ettiğini bilmek güzel.

Her ne kadar ifade etmek insana zor gelse de ne yazık ki AK Parti iktidarının özellikle son on yılında ‘hukuk devleti’ olma özelliğimizi büyük ölçüde kaybettik.

Talihsizlik o ki dindar-muhafazakar kimliğe sahip bir partinin iktidarında, belki de bugüne kadar hiç olmadığı kadar adaletin terazisinin bozulmuş olmasıdır.

Bu dönemi kim nasıl tarif eder bilemem ama bugün yaşadıklarımız, kelimenin tam anlamıyla bir korku iklimine işaret etmektedir. Maalesef şu anda muhalif bir duruş ortaya koyan, ifade özgürlüğü bağlamında konuşan, eleştiren ve itiraz eden herkesin bir gün mutlaka gözaltına alınıp tutuklanabileceği gibi bir endişe var toplumda.

Kısacası sevmediğimiz, hatta zaman zaman kin beslediğimiz........

© Karar