Kürt sorunu: Aslında çözülmesi en basit sorunumuz
Ömrünü Kürt sorunu denen çetrefil meseleyi düşünerek, yazıp çizerek, hatta çözüm çabalarına eylemli katkıda bulunarak geçirmiş onlarca yakın dostum var, onlar bu başlığı görünce çok sinirlenmiş olabilirler.
Haklılar, ortada basitçe çözülecek bir mesele yok elbette. Ama öte yandan, birazdan anlatmaya çalışacağım, bugün karşımıza çıkan fırsat, eğer Abdullah Öcalan ve PKK söylediklerinde sahiden samimiyse, bütün bu karmaşık meseleyi birden bire son derece basit bir dizi harekete bağlıyor, dolayısıyla bu karmaşık çetrefil mesele birden bire çözülmesi en basit sorunumuz haline geliveriyor.
Dün bu köşede CHP’nin benim kendi kendime ‘çözüm komisyonu’ adını verdiğim komisyona katılması gerektiğiyle ilgili bir yazı yazdım. Bu yazı üzerine, siyasetin göbeğinden bir yakın arkadaşımla WhatsApp’tan yazışarak bir tartışma yaptık. O, komisyonun arkasında bir gizli ajanda görenlerdendi ve açıkça söylemese de CHP’nin komisyona katılmasına en azından tereddütle yaklaşıyordu. Sorduğu soru şuydu: “Komisyonun gündemi ne? Komisyonu kuran, gündemini de önceden anlatmalı…”
Ben arkadaşımın sorusuna hak veriyorum. Daha resmen ismi bile olmayan bu komisyonun hedefinin ve amacının ne olduğu da kimse tarafından doğru dürüst söylenmedi. Hep konuşmalar, bizim bu hedef ve amacı zımnen anlamamız üzerine yapılıyor. Herkes de kendine göre başka bir şey anlıyor elbette. Mesela benim anladığım hedef ve amaçla “CHP sureti katiyede komisyona girip suç ortaklığı yapmamalıdır” diyenlerin anladığı hedef ve amaç arasında inanılmaz mesafe var.
Ben mi haklıyım, onlar mı? Bu sorunun sorulmaması gerekir, komisyonun gündeminin ve hedefinin belli olması gerekir.
Bana soracak olursanız komisyonun hedef ve amacı ile bugüne kadar devam eden süreç konusunda atılan kimi temel........
© Karar
