Başka yıl dönümleri
On yıllarım Kuantum Teorisi öğretmekle geçti. Bazen yüksek düzeyde, bazen son sınıflara seçmeli… Yazın sihri midir, geçmiş daha berrak hatırlanıyor ve hatırladıklarımdan biri, her derste tekrarladığım, “1925’te artık aşağı yukarı her şey tamamlanmıştı.” sözümdü. Yeni fark ettim. O “her şey tamamlanmıştı” yılının tam 100’cü dönümündeymişiz!
Kuantum dolanıklığıyla, kuantum bilgisayarlarıyla artçı dalgalarını hâlâ hissettiğimiz o büyük bilim devriminin yıl dönümü. Tesadüfe bakın ki aynı yıllar, izafiyet teorisiyle bir başka bilim devriminin yıllarıdır. Acaba o zamanlarda yaşamak nasıl olurdu diye sık sık düşünmüşümdür.
İşte 1900-1925 arası; hadi Schrödinger ve Dirac’a da ayıp olmasın 1900 - 1930 arası diyelim, o dünya alt üst oldu. Devrim, 1900’de Max Planck’ın siyah cisim ışımasını, ışığın kuantum paketleriyle, “fotonlarla” açıklamasıyla başladı. 1905’te Einstein, fotoelektrik olayı açıklayarak Planck’ı ispat etti sayılır. 125 ve 120 yıl önce. Kuantum teorisinin tutarlı ve matematiğe dayalı izahı 1925’te Heisenberg’in “Matris Mekaniği” ile geldi. Bir yıl sonra Schrödinger ve en sonunda Dirac’ın kuantum teorisinin kendi matematiğiyle devrim tamamlandı.
Heisenberg’in makalesinin adı, Über quantentheoretische Umdeutung kinematischer und mechanischer Beziehungen (Hareket ve mekanik ilişkilerin Kuantum Teorisiyle yeniden yorumu). Zeitschrift für Physik dergisinin 9 Temmuz 1925 tarihli sayısında........
© Karar
