menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyük Buhran- Diktatörler ve Trump olayı

79 20
05.03.2025

İkinci Dünya Savaşı’nın aslında 1. Dünya Savaşı’nın devamı olduğu söylenir.

Süreç açısından bu doğrudur.

1. Dünya Savaşı sonrası istenilen makul düzen kurulamadığı için 1929 Büyük Buhranı yaşanmış ve Dünya büyük bir ekonomik krize girmiştir. O Büyük Buhran sonrası demokratik ülkelerde seçimlerle sonradan diktatörleşen liderlerin iktidara geldiğine şahit olduk.

29 Buhranının ürünü olarak Mussolini ve Hitler seçmenler tarafından çare olarak görüldü. Kısaca büyük buhranlar-ekonomik bunalımlar demokrasilerde radikalleşmeyi de beraberinde getirmektedir.

Aslında çözümü demokrasilerde ama serbest piyasa dışında bulan ülkeler oldu. Türkiye’de de Atatürk 29 Buhranı sonrası “kamucu” ekonomi ile adeta yeni bir rota oluşturmuştu.

“Keynesyen Ekonomi” dediğimiz bu model bir bakıma “gelir dağılımını” düzelten bir modeldi. Ve 1950’ler 60’lar adeta çalışanlar açısından en mutlu yıllar oldu. Yeni Dünya düzeninde kamucu ekonomi ve gelir dağılımı önemli bir odak noktasıydı.

Ama bu sistem de tıkandı. Servet birikimi ve girişimcilik en büyük sorun olarak 70’lerde kriz üzerine kriz çıkmasına yol açmıştı. Aşırı kamuculuk ve verimsizlik Keynesyen ekonomiyi adeta kilitlemişti.
Çözümü ABD’de Ronald Reagen ve İngiltere’de Magaret Thatcher Neo-liberalizm ile bulmuşlardı. Kamu vergi yükleri azaltılarak (özelleştirme dahil) özel sermaye ve girişimcilik teşvik edildi.

Bugünlerde aslında bu modelin de sonuna geldiğimizi ve yeniden büyük buhran yaşadığımızı görüyoruz ve biliyoruz. Yeniden eşitsiz ekonomiler adaletsiz gelir dağılımını zirvelere çıkartmış durumdayız.
Gelir dağılımını sadece ülke içlerinde aramamak........

© Karar