menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Görünmez savaşın eşiğinde miyiz?

32 0
12.07.2025

1979 baharında Sovyetler Birliği'nin Sverdlovsk kentinde insanlar birer birer hastanelere düşmeye başladı. Doktorlar önce bunun sıra dışı bir zatürre salgını olduğunu düşündü. Aylar sonra 60’tan fazla insan öldüğünde bile gerçekte ne olduğunu kimse tam olarak bilmiyordu. Ta ki yıllar sonra Sovyet arşivleri açıldığında ortaya çıktı: Bu sessiz felaket, bir biyolojik silah tesisinden yanlışlıkla sızan şarbon sporlarından kaynaklanmıştı.

Bu olay, biyolojik silahların sessiz, görünmez ve ölümcül doğasını tüm dünyaya gösterdi. Füze rampaları uydudan görülebilir, nükleer denemeler sismik cihazlarla tespit edilebilir ama bir laboratuvarda büyütülen ve sıradan bir grip virüsünden ayırt edilmesi neredeyse imkansız olan bir patojen, kimsenin ruhu duymadan binlerce insanı etkileyebilir.

Bugün, o günlerin ötesinde bir tehdit ufukta belirmiş durumda. Vox’un yakın tarihli analizinde işaret ettiği gibi, sentetik biyoloji ve yapay zeka teknolojilerinin birleşmesi, bir zamanlar sadece devletlerin erişebildiği biyolojik silahları daha hızlı, daha ucuz ve daha gizli bir hale getiriyor.

Artık mesele yalnızca laboratuvarlarda grip virüsü üretmek değil; yapay zeka destekli tasarımla, Ebola kadar ölümcül ama mevsimsel grip kadar bulaşıcı yeni virüslerin ortaya çıkabilmesi ihtimali konuşuluyor.

Kovid-19 pandemisi sırasında bile ortaya çıkan en kritik sorulardan biri buydu: Virüs bir laboratuvardan mı sızdı, yoksa doğadan mı yayıldı? Hala kesin bir yanıt yok. Bu belirsizlik, gelecekte daha tehlikeli bir patojen ortaya çıktığında “kimin yaptığını” ya da “bunun bir saldırı olup olmadığını” anlamayı daha da zorlaştıracak.

Stanford’dan Prof. Drew Endy’nin Vox’a anlattığı gibi, “Soğuk Savaş’ta Demir Perde’nin arkasında nükleer tesisleri uydularla izlemek mümkündü. Bugün ise bir 'moleküler perde' var; göremediğimiz şeyler etrafımızda, zarar verip vermediklerini dahi anlamıyoruz.”

CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri sayesinde, virüslerin genetik yapısı üzerinde değişiklik yapmak artık haftalar değil, günler alıyor. 2024 Nobel Kimya Ödülü, yapay zekayı kullanarak yeni proteinler tasarlayan bilim insanlarına verildi; bu gelişme ilaç üretiminde büyük umutlar doğururken, aynı teknolojinin kötü niyetli ellerde korkunç sonuçlara yol açabileceği gerçeğini de ortaya koyuyor.

MIT ve Time’ın yakın tarihli araştırmaları, yapay zeka tabanlı sohbet botlarının istenirse ölümcül virüsleri sentezlemek için adım adım talimat verebildiğini ortaya çıkardı. Öğrenciler, sohbet botlarını kullanarak çiçek hastalığı gibi ölümcül patojenlerin sentezlenmesi için gerekli planlara ulaşabildi.

Bu gelişmeler, biyolojik silahların artık yalnızca devletlerin değil, yeterli motivasyona ve bir dizüstü bilgisayara sahip herhangi bir kötü niyetli kişinin erişebileceği bir araç haline gelebileceği endişesini doğuruyor.

MIT’li bilim insanı Kevin Esvelt, yapay zekanın doğada bulunmayan, aşılara ve bağışıklık sistemimize dirençli tamamen yeni........

© Karar