İmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi…
Uluslararası denge ve değişimleri hiç dikkate almadan, meselelere “içeriden” bakarak yorum yapma gibi bir eksikliğimiz var. “Dışarıda” olanları dikkate almadan “içerde” olanları anlamak ne kadar mümkün?
“Terörsüz Türkiye” sürecinin doğuş sebebi AKP’nin başından beri içinde olduğu Suriye’deki değişimdir. Yeniden şekillenen Suriye’de elbette ABD, İngiltere ile birlikte bir diğer önemli müttefik de Kürtler.
Kürtler Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’de de güçlenirken, Suriye’nin yeniden yapılanmasında bizden de beklentiler vardı. Buna göre bir strateji belirlenmesi gerekiyordu. Gelişmeler Ankara’yı buna zorladı.
Ancak uluslararası dengeler ile Ankara’daki dengeler bir türlü ahenkli bir dans tutturamadı.
Halbuki Suriye’de, Suriye Demokratik Güçleri (SDG)nin yeni yapıya entegrasyonu netlik kazanmadan, Türkiye’deki sürecin sonuca varması olanaklı gözükmüyor.
SDG ve Rojava konusunda ise Öcalan’ın açıklamalarıyla Bahçeli’nin sözleri arasında uyumsuzluklar görülüyor.
Öcalan “Rojava kırmızı çizgimdir” dedi, “Türkiye Suriye işlerine pek karışmasın” dedi, “konuşulacak ise Mazlum Abdi ile İlham Ahmed ile konuşulsun” dedi.
“İmralı’ya ben giderim” diyen Bahçeli’ye göre ise SDG/YPG terörist yapılar, SDG Şam’a koşulsuz teslim olmalı… Bahçeli Anayasa 66.maddede tanımlanan vatandaşlık tanımı gibi demokratikleşmeye yönelik atılacak adımlarda da Kürtlere hayli mesafeli.
Ayrıca AKP-MHP arasında da tam bir........© Karar





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden