menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çözümün kolaylaşması isteniyorsa…

92 1
28.10.2025

Eğitim hayatımda da, öğrenci faaliyetleri içerisinde yer aldığım dönemlerde de Doğulu arkadaşlarım hep oldu. ‘Kürt’ kökenlerini saklama ihtiyacı duyduklarını hiç hissetmedim.

“Kürt olmak”, benden eksikli olmak veya öyle sayılmak anlamına hiç gelmedi.

ABD’de yüksek lisans eğitimim sırasında katıldığım bir toplantıda, bir Amerikalı katılımcıdan, ‘Türk Tarih Tezi’nin “Dağda yürürken çıkardıkları ‘kart, kurt’* sesleri yüzünden bazı Türklere ‘Kürt’ dendiği”* tespitini ilk işittiğimde müthiş şaşırmıştım.

Çocukluğumda, kızı sonradan ağır ceza hakimi olacak bir arkadaşı vardı babamın; “Kürt Mustafa” abimdi o benim…

İzmirli olmak, muhafazakar bir çevrede yetişmek böyle bir şey…

Kürt veya farklı bir etnik gruptan, hatta değişik dini inançlı birinin bu topraklara benden daha az ait olduğunu hissettirecek bir muameleye tabi tutulmasını asla makul göremem.

O hissi yok edecek ne varsa yapılmasını isterim.

‘Kürt sorunu’ konusu ne zaman gündeme geldiyse, her zaman çözümden yana tavır almışımdır.

İlk çözüm süreci sırasında ‘akil insanlar heyeti’ içerisinde yer almış, ikna faaliyeti için gidilen her ilde süreci savunmuşumdur.

‘Terörsüz Türkiye’ adı verilen yeni sürece “Bu bir tiyatro” şeklinde yaklaşanlardan değilim.

Bu yeni açılımın hatta geç kalmış bir girişim olduğuna inanıyorum.

Hem konuyu ‘sorun’ olarak görenler, hem de ‘çözüm’ konusunda sürekli tereddüt geçirenler açısından gecikmiş bir girişim…

Bugünün........

© Karar