ABD ile benzerliklerimiz ve benzemezliklerimiz…
Ülkemizle ABD arasındaki benzemezlikler her geçen gün biraz daha azalıyor… Öte yandan, benzerlikler de bazı alanlarda yerlerini benzemezliklere bırakıyor…
Tuhaf mı geldi bu giriş cümlem; lütfen biraz sabır…
Ülkemizde son zamanlarda en çok konuşulan, üzerinde en geniş biçimde tartışlan konuların başında medya geliyor.
En son, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dış gezilerini izlemek üzere uçağına aldığı gazetecilere ve sorularına takınıldı.
Uçaktaki gazeteciler sorularını önceden görevlilere sunuyorlarmış…
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, “Bu uygulama gazetecilik etiğine aykırı” görüşüyle tartışmaya katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, tartışmadan sonra çıktığı ilk dış gezide, daha çok yeni yüzleri uçağına aldığı fark edildi.
Yalnızca sorulan sorularla da sınırlı değil bu tartışma, medyanın iktidara yakınlığı konusu ile de ilgisi var.
ABD ile benzerlik de bu noktada devreye giriyor…
Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminde de medya ile arası iyi değildi; New York Times, Washington Post, CNN gibi merkez medya organlarını, adlarını da anarak, defalarca hedef yapmıştı.
İkinci döneminde daha da ileri gitmeye niyetli Trump.
“Halk düşmanı” yaftasını yapıştırdığı merkezdeki yayın organlarının karşısına, gelenekselin dışındaki mecraları kullananları çıkarma gayretinde ABD başkanı.
Amerikancadan başka dillere giren ‘influencer’ sözcüğüyle ifade edilen sosyal medya üzerinden yayın yapanlar, ABD’de siyasi alanda öne çıkartılmaya çalışılıyor…
Bizzat Trump tarafından…
Yeni medya eskisine karşı
Geçen hafta, Çarşamba günü, Beyaz........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d