menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mealler Diyanet Siyaset

105 3
03.06.2025

Meâllerin denetimine ilişkin Diyanet’e verilen yetki herhalde en çok Karar’da gündem oldu. Hem haber boyutunda hem yazarlar tarafından… Ana eğilim de “tepki” niteliğinde idi.

Diyanet’in “siyasi erk” ile fazla bütünleşmişliği “Kur’an meallerinin de iktidar tekeline gireceği” gibi bir endişeyi getirdi. Buna bir de “sakıncalı meâllerin yakılacağı“ iddiası eklenince iş “engizisyon”a kadar uzandı. Hakikaten “sakıncalı meâller” bir yerlerde ortaya yığılıp yakılacak mıydı?

Aslında Türkiye’de “Diyanet’in konumu” öteden beri bir sorun. Orada geniş bir tartışma var. Bu dönemde ise “muhafazakâr” diye tanımlanan bir “siyasi” iktidarın uzantısı haline gelme hali tartışmaya ayrı boyut katıyor. Çünkü Diyanet’in ülkedeki tüm Müslümanların ortak kurumu olması gerekirken ve tüm Müslümanlar farklı siyasi eğilimlerde iken, bir siyasi eğilime “yandaş” pozisyonda görüntüler verilmesi o ayrı boyutu besliyor.

“Meâller” konusunda ise, sade islâmî aidiyetten öte, bir dini metin ortaya koyanlarla çelişkiden sorun çıkıyor. Yani meâl yazan birine “senin meâlin sakıncalı” deniyor.

Meâl nedir? Arapça olan Kur’an metninin bir başka dile çevrilmesidir. Türkçe’ye veya başka bir dile… Kur’an’ın bütün dünya dillerinde meâli var. Meselâ Diyanet’in kendisi 25 dilde Kur’an meâli yayınlamış. Diyanet tarafından yaptırılmış Türkçe Kur’an meâlleri de var. Diyanet’inkinden başka da onlarca Türkçe meâl var.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Mehmet Âkif’ten de bir meâl hazırlaması istendiğini, onun da hazırlığa giriştiğini, hatta Kur’an’ın bir kısmının meâlini hazırladığını ancak sonra meâlin Kur’an yerine geçirilebileceği endişesi ile tamamlamaktan ve yönetime vermekten vazgeçtiğini biliyoruz.

Kur’an’ın bir başka dile çevrilmesine neden “tercüme”........

© Karar