“Ülkemizin Uçurumdan Yuvarlanmasına İzin Vermeyeceğiz!”
Yazımın başlığı geçen haftalarda yayımlanan bir bildirinin başlığı. Bildiri kısa ve özlü bir metin. TKP öncülüğünde imzaya açılan metin imza sayısını çoğaltmak amacından öteye toplumsal duyarlılığı artırmak amacı taşıdığı için yedi yüz kişiyle sonlandırıldı. Kamuoyu ile paylaşılan, siyasi bir manifesto/bildirge olmadığı için kimi “sol”, “sosyalist” parti ve çevrelerce eleştirildi, yetersiz bulundu. Oysa imzacılar arasında değişik siyasi görüşler taşıyan aydınlar, gazeteciler, düşünürler ve farklı partilerden yurtseverler vardı.
Siyasi tercihleri ya da ideolojik kümelenmeleri ayrı olan aydınlar ve düşünürlerin, farklı “sol” tanımlamalar içinde olan siyasi aidiyetlerin ve “sol” “sağ” tanımlamalarını yeğlemeyip kendini Atatürkçü-Cumhuriyetçi-Ulusalcı-Laik-Yurtsever/Vatansever diye nitelendiren toplumun değişik kesimlerinden duyarlı insanların bir araya gelme çabalarına öncülük gönüllülüğü alkışlanası ve desteklenmesi gereken bir siyasi tavırdır diye değerlendiriyorum.
Denize ulaşma çabasındaki küçük suların/derelerin, büyük ırmaklarla buluşup debisi yüksek nehirler/akarsular oluşturması ne denli büyük bir güçse, siyasal savaşımların da ortak geniş paydada/düzlemde buluşması ve yürütülmesi o derece önemli görülmeli.
Türkiye’nin Cumhuriyetçi ve devrimci birikiminin bir ölçüde de olsa temsilcisi savındaki siyasi partiler-yazarlar-düşünürler ve toplumcu sanatçılar (bir bölümü yakınma ile sınırlı kalsa da) sık sık bu konuyu önemseyerek ele alırlar. Kuşkusuz tıpa tıp aynı olmasa da belirli bir özenle konuya sahip çıktıkları da bilinmekte.
Ancak elden gitmekte olan Cumhuriyet........
© Karadeniz'de sonnokta
