menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yaşamayı denemek

11 0
26.07.2025

Çalınan Dikkat adlı kitabında Johann Hari’nin, “Çağımızın parolası ‘Yaşamayı denedim ama dikkatim dağıldı’ olabilir mi diye düşündüm,” cümlesini okuduğumda duraksadım. Peki dikkat becerilerimizin gitgide azalması kişisel hatamız mı? Bu durum, sadece bireysel düzlemde değil toplum genelinde de krizlere yol açıyor. Odaklanma konusunda ne olup bittiğini anlarsak olanları değiştirmeye başlayabiliriz. Yazar James Baldwin şöyle diyor: “Yüzleştiğiniz her şeyi değiştiremezsiniz ama yüzleşmeden hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.”

Telefonlarımıza bir gün içinde kaç defa dokunuyoruz? Sanki bütün dünyayla bağlantı halindeyiz, herhangi bir konuda olup biten her şeyi öğrenebileceğimizi hissediyoruz. Bu sürat bize iyi geliyor yanılgısına düşüyoruz. Oysa çok yorucu hale geliyor ve maalesef her türlü boyutuyla derinliği kaybediyoruz. Derinlik için zaman, derinlemesine düşünmek gerekir. İlişkilerde derinlik için de zaman gerekiyor. Enerji gerekiyor. Dikkat göstermeniz gerekiyor değil mi? Derinlik gerektiren her şey zarar görüyor. Yüzeye doğru çekilip duruyoruz.*

Yazdığım cümleleri kafasını sallayarak okuyan çoğu okurun, yatağa girdiğinde bile, belki eşine, belki de çocuklarına dokunmak, onlara sarılmak yerine, elini o metal soğukluğa attığına eminim. Sonra giderek artan yalnızlık hissiyle baş etmeye çalıştığına da… Oysa kaçırdığımız bir şey yok. Bu kadar hızlı olmak zorunda değiliz. Anı yaşama becerimizi kaybetmekten nefret ederken, aynı zamanda adeta bunun gerçekleşmesi için çalışmak çelişkili…

Sune Lehmann, Fizik eğitimi almış ve Danimarka Teknik Üniversitesi Uygulamalı Matematik ve Bilgisayar Bilimi Bölümü’nde profesör olarak görev yaparken, bir süre........

© İz Gazete