menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kara delik

13 0
12.07.2025

Durduğum yerde duramıyor, yaptığım işlere kendimi veremiyorum. Dostlarımla görüştüğümde anlıyorum ki onların da durumu maalesef pek farklı değil. Sıklıkla içine düştüğüm anlamsızlık hissiyle baş edemiyorum. Suratı asık insanların doldurduğu sokaklarda mutsuzluk kokuyor. Nem gibi yapışıyor insanın üstüne. Mutsuzluk hızla şehirlere bulaşıyor.

Mutlu görünen biri varsa, işte o hiç sevilmiyor. Hınçla bakılıyor, ötekileştiriliyor, hatta neredeyse içten içe onun da mutsuz olması dileniyor. Çünkü insanlar artık kendisi için iyi şeyler istemekten vazgeçmiş. Unutmuş gibiler, mutluluk nasıl bir histi, nelerle çoğalır, paylaşılır ve tadına doyulmazdı. Zaten hatırlanmayan bir duygunun yokluğunun fark edilmesi de düşünülemez tabii.

Kişisel hikayemizdeki mutluluklardan utanır hale geldik. Sanki mutlu olmak, ayıp gibi üstü örtülmesi gereken bir şey, mutlu anlara hakkımız yok, hatta suç işliyoruz başkalarına karşı. Yüzümüz kazara gülerse linç edileceğiz, saklanmalıyız. Bir an evvel de üstümüzden atmalıyız bu havayı. ‘İyiki’ler değil ‘keşke’ler doldurmalı her günümüzü. En çok biz üzülmeli, en büyük biz yenilmeliyiz hayatta.

Bir çırpıda buraya kadar yazıp durdum. Sadece tespitler değil hepimize somut çözümler gerek. Somuttan kastım anlaşılır, uygulanabilir ve elbette sürdürülebilir. Kim ne yapabilir? Bu önemli. Elimiz neye erer? İş birliklerini nasıl........

© İz Gazete