menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gerçek neydi?

10 0
yesterday

Ben doğmadan yalnızca günler önce gösterime giren ve benim gibi X kuşağı olanların önce çocukluklarına, ardından tüm hayatlarına damga vuran “Selvi Boylum Al Yazmalım” filmi de sevginin gerçeğini sorguluyordu. Asya, İlyas ve Cemşit hafızalarımıza kazındı. Sevgi neydi? Hep birlikte, bana göre talihsiz bir kuşak olarak gerçek sevginin peşine düştük.

Gelin görün ki, bırakalım sevgiyi, yediğimiz domatesi burnumuza götürüp, “işte gerçek domates kokusu!” derken kendimizi yakalayınca içimiz az burkulmadı. Mesela yumurtanın da gerçeğini aradık. Kaç numarayla başlamalı kodu, tavuk gezen mi oturan mı, ayrıntılarıyla araştırdık. Sütün, yoğurdun, yağın, peynirin sahtesini ayırt etmenin yollarını öğrendik. Her birimiz nasıl olduysa her konuda uzman kesildik, hiç anlamadık.

Elbette bu mesele yiyeceklerle sınırlı kalmadı. “Gerçek dostluklar böyle değildi. Kötü bir döneme denk geldik,” diye dert yanan yananaydı. Çünkü ebeveynlerimizin yer aldığı dost sohbetlerini, yaşadığı kardeşlikten öte komşulukları, ağız tadıyla, kalabalık bir coşkuyla yenen gerçek yemekleri hatırlıyorduk. Ucundan da olsa yetişmiştik unutulmaz zamanlara. Anılarımızda, mis kokulu yaz akşamlarında bir araya gelen dostların çocukları olarak yarattığımız dünya capcanlı. Kıkırdaşmaların hiç susmadığı, az oyuncak ama bol hayal gücüyle kurulan oyunlar… Fakat yetişkinliğimizde, kendimizi hiç de ait hissetmediğimiz sessiz sofralara........

© İz Gazete