Tarih tekerrür etmesin artık bu toprakta!
Bazen bir koku, bir şarkı, bir cümle…
Döndürür bizi geçmişe…
Yine öyle oldu.
“Çelik aldığı suyu unutmadı” yazmış biri…
Dedim bu neydi?
Bir kitap ismi?!
İnsanlar yaşlanınca eskiyi daha net hatırlarmış ya…
Hatırladım.
Bir kitap ismiydi evet!: “Ve Çeliğe Su Verildi”
Nikola Ostrovski.
Annemin kütüphanesindeydi.
***
Üşüştü anılar…
Sene 1978.
8 yaşındayım.
Sabah ablamla okula gitmek için uyandık.
Ama annem yok.
Kahvaltı hazır değil.
Babam uyandırdı bizi…
Bir terslik var, belli.
- Annem nerede baba?
Babam direkt söyledi… O zamanlar çocuk gelişimi kitapları falan okuyan yoktu. Zaten anne babalar bile ‘travmalıydı’…
- Mustafa enişteniz ölmüş, anneniz teyzenize gitti, dedi babam.
Teyzemin kocasının adı Mustafa idi. Çocuklar ölümü büyüklerden daha rahat karşılar. Sesimizi çıkarmadık. Ablam ortaokula ben ilkokula doğru yola çıktık.
***
Yer Bornova…9 Eylül İlkokulunda 2.sınıfı okuyorum.
İkinci dersteyiz, okul da cadde üzerinde.
Bir uğultu, bağırış…
‘Anarşik’ olaylar zamanı.
Öğretmenimiz Nevin Yaldırak dersi kesti, telaşla cama yaklaştı.
Biz de…
Büyük bir kalabalık… Bir cenaze geliyor…
Sloganlar o uğultunun sebebi.
Sınıfımız tam da caddeye bakan yerde.
Eller üzerinde taşınan cenazenin önünde bir çerçeve, çerçeve içinde çok genç, çok........
© İz Gazete
