Kocaman bir erteleme tuşu oldum!
Önceden keyif aldığımız ortamlardan uzaklaşmaktık…
Daha tahammülsüz ve öfkeli bireylere dönüştük gibi…
Merhamet duygularımız artık her canlı için çalışmıyor mesela, farkında mısınız?
Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi çoktan geçtik.
Öldü mü, ölmedi mi, keşke ölse diye beklediklerimiz var!
‘Her fikre saygım var’ sözü tarihe çoktan tarihe karıştı.
Fikirler artık öfke ve saldırı konusu…
Çalışma, üretme hevesimiz de kalmadı…
Sanki…
Değil mi?
***
Bende bir durum daha var ki artık tehlikeli boyutlara geldi; ‘Erteleme’ tembelliği kabus gibi çöktü üzerime.
Her şeyi ama her şeyi erteliyorum.
Her akşam ‘Yarın artık kesin yürüyüşe başlayacağım’ diye yatıyorum.
Sabah kalkınca ‘Tamam ya, yarın başlarım’ diye evden çıkmamak için kendi kendime bin bir bahane üretiyorum.
Hatta bazen kendimi hasta hissetmek için uğraşıyorum; Boğazımda hafif bir gıcık mı var? Dur ateşimi ölçeyim… Galiba migrenim tutacak vs. diye kendime palavralar sıkıp yürüyüşü o gün de erteliyorum.
Her hafta,........
© İz Gazete
