menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çocukluğumuzun oyun bahçesi

13 1
11.09.2025

Her zaman önce annemize sorarız. Ondan onay aldıktan sonra babamızı bekleriz. Genelde istediğimiz ya da sorduğumuz ne olursa olsun annem razı bile olsa cümlesini, “Akşam gelince babanıza sorun,” diye bitirir. Yemek sırasında annemle göz göze geldik. “Hadi sor,” gibisinden başıyla işaret yaptı. Hemen söze girdim.

“Baba geçen hafta Fuar açılmış,”

“Kim söyledi?”

“Serkanlar dün gitmiş. Yarın akşam da biz gidelim mi?”

“Olur, gidelim. Bütün parayı geçen sene olduğu gibi yine *altın suyuna bandırılmış saate yatırmazsın herhalde,” dedi. Kendimden emin, net bir ifadeyle, “Tövbe, haşa bir daha asla,” dedim.

Fuara genelde akşamüzeri giderdik. Basmane kapısından içeri girmek için beklediğimiz sıra bir türlü bitmek bilmezdi. Lunaparkta siftahı Aynalar ile yapardık, ardından Çarpışan Otolar, Balerin ve tabii ki lunaparkın simgesi Ege Güneşi… Biz İzmirliler çekirdeğe “çiğdem”, simite “gevrek”, dönme dolaba da “Ege Güneşi” deriz. Hatta çok yakın zamanda lunapark ile ilgili bir belgesel yapıldı. İsmi Ege Güneşi… Pandemi dönemini de içine alan belgesel, lunaparkın arkasında yaşanan iş ve emek gücünün zorlukları içinde hayatlarının bir parçası olmuş çalışanların özverilerine tanıklık etmenizi sağlıyor. İzlemenizi öneririm.

Çocukluğumuzun Fuar’ı ne güzeldi… Pavyonları gezer, büyük araba ve motor firmalarının getirdiği araçlara binip kendimizi onların büyülü atmosferi içinde kaybederdik. Mercedes marka otobüsün şoför koltuğuna oturmak için saatlerce sıra beklerdim. Rusya Pavyonu en çok ziyaret ettiğim yerdi. Basmane kapısı her sene yeni bir yüzle halkı selamlardı. Bizler Fuarın........

© İz Gazete