Yine beni şaşırttılar: Hem okuyorlar hemi de yazıyorlar!
19 Mart darbesi ertesinde şaşırtmışlardı. Üniversite kampüslerinde, meydanlarda, sokaklarda… Özgürlük ve adalet sloganları atarak yürüyorlardı. Zaman zaman polislerin üzerine yürüyorlardı.
Bunu onlardan hiç beklemiyordum. Onları ekran baykuşlarından ibaret sanıyordum. Gazete, dergi, kitap okumadıklarını bildiğimden siyasetle bir ilişkileri olduğunu da sanmıyordum.
Meğer onları yeterince tanımıyor muşum! Meğer şaşıra şaşıra öğrenmem gerekiyormuş!
EKRANDAN HAYATA
Yurtiçinden ve dışından sordular: Ne oluyor ?
“Galiba ekranlara bakmaktan sıkıldılar, nefes almak için sokağa çıkıyorlar” dedim.” “Online”dan “inlife”a, çevrimiçinden devrim içine geçiyorlar.
İdeolojilerle değil, temel ilkelerle değerlendiriyorlar olayları: Birinin sağcı solcu, dinci, ateist, milliyetçi, evrenselci olması değil, yapılanın haksız olması attırıyor kafalarını.
En çok kendilerini kandırmaya çalışanlara kızıyorlar. Dört olası Cumhurbaşkanı adayından üçünün (İmamoğlu, Özdağ, Demirtaş) hapiste olasına rağmen, sistemin adına demokrası denmesine tepeleri atıyor.
Bunu yapanlara “Bizi aptal yerine koymayın!” diyorlar.
Şaşırıp kalıyoruz.
HAYIR, OLAMAZ
Ve aradan beş altı hafta geçtikten sonra “Hayır olamaz, mutlaka bir yanlışlık olmalı!” dedirten bir olay daha çıkıyor karşıma.
26 Nisan Cumartesi günü Üsküdar Kitap Günleri’nde toplantı çadırındayım. Fuar fazla kalabalık değil, yazarlar oturmuş imza isteyecek okur bekliyorlar. Ben de Türkçe ve İngilizce........
© İz Gazete
