menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’de Aydınların Sessiz İntiharı

19 0
31.07.2025

Aydın olmak, geleceğin karanlığında yol gösteren bir fener olmaktır; ne var ki bugün o fenerin camı çatlamış, fitili sönmüş, taşıyıcısı ise ortadan kaybolmuştur. Ünlü sosyolog Zygmunt Bauman’ın “akışkan modernlik” kavramı, yaşadığımız çağın temel bir tasviridir: Sabit olan her şey buharlaşmakta, değerler çözülmekte, aidiyetler dağılmakta, zaman daralmakta ve birey, sürekli değişen koşullara adapte olmaya zorlanmaktadır. Bu bağlamda, aydın kimliği de tıpkı diğer toplumsal roller gibi çözülme sürecine girmiştir.

Türkiye’de bir zamanlar halkın önünde yürüyen, yön tayin eden aydınlar; bugün ya siyasetin mutlak kutuplaşmasında sıradan figüranlara, ya da büyük sermaye gruplarının vitrindeki danışmanlarına dönüşmüş durumdadır. Kamusal fikir üretimi, yerini siyasi partilerin program notlarına, think-tank raporlarına bırakmıştır.

Bilginin, düşünceye değil; projeye indirgendiğini ifade eden Güney Koreli filozof Byung-Chul Han’ın belirttiği üzere, her şey artık veri, performans ve metriklerle ölçülmekte; hikmet ise boğucu bir şeffaflık rejimi içinde yok edilmektedir. “Bugün artık her şey görünürlük için vardır; görünür olmayan ise hiçtir.”

Günümüz düşünce ikliminde araştırma şirketleri ve stratejik danışmanlık kuruluşları, entelektüelin yerini almış görünmektedir. Fakat bu bir ikame değil, bir tasfiye hareketidir. Düşüncenin içsel derinliği, “hedef odaklı analiz”e; sezgi ise “nicel veri”ye indirgenmiştir. Han bu durumu “veri totalitarizmi” olarak tanımlar: Her şey ölçülür, ama hiçbir şey anlamlandırılamaz.

Aydınlar artık yalnızca gündelik politik söylemlerin hizmetkârı hâline gelmiş; kendilerinden sistem eleştirisi değil, sistem içi çözüm önerileri beklenmektedir. Bauman, entelektüelin özgürlüğünün, iktidara olan mesafesiyle doğru orantılı olduğunu söyler: “Entelektüel, iktidara uzak durdukça özgürdür.”

Ancak Türkiye’de bu mesafe, düşünsel yalnızlıktan çok sosyal dışlanmaya dönüşmüş; özgün fikir üretimi, popüler görünürlük karşısında yenilgiye........

© İstiklal