menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

YERALTI SU YÖNETİMİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

9 0
09.09.2025

Su verimliliği tanımının “birim miktar su kullanımından elde edilen kazanç” olduğu göz önüne alınırsa sınırlı bir kaynak olan suyun önemi daha da artmaktadır. Bu çerçevede sınırlı kaynak olan yeraltı Suları üzerindeki baskı unsurlarını dikkate aldığımızda su tüketimini azaltmak ve suyun tasarruflu bir şekilde kullanılmasını sağlamak esas olmalıdır.

1. İklim Değişikliği

İklim değişikliğinin en önemli etkisi su kaynakları üzerinde gözlenmektedir. 8klim değişikliği nedeniyle yeraltı sularının ana beslenme kaynağı olan yağışlardaki düzensizlikler, yeraltı suyu kaynaklarını olumsuz olarak etkilemektedir. Ayrıca yağış azlığı nedeni ile yüzey sularının yetersiz kalması da yeraltı suyu kullanımını arttırmaktadır.

Su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde oluşturduğu doğal bir örtü bazı güneş ışınlarını tutmaktadır. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını sağlamaktadır. Coğrafi bölgede nem miktarındaki dengenin bozulmasıyla kuraklık meydana gelmektedir.

Kuraklığın en belirgin özelliği diğer doğal afetlerin aksine aniden ortaya çıkmayıp, genellikle yavaş gelişmesi ve uzun bir süreklilik göstermesidir. Kuraklık türleri hidrolojik, meteorolojik, klimatolojik, atmosferik, tarımsal ve su kaynakları kuraklığı şeklinde sınıflandırılabilir

Bölgesel ölçekte gerçekleşmesi öngörülen değişiklikler ışığında, IPCC raporları ndan yararlanarak, küresel iklim değişiminin ülkemizdeki muhtemel etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür.

Kış yağışlarında küçük artışa rağmen yaz yağışlarında büyük bir azalma ile birlikte bu aylarda buharlaşma artacaktır. Yağışların mevsimsel dağılımı ve şiddeti değişecek, kar örtüsü daha da azalacak, mevcut su kaynaklarının gereksinim duyulan su miktarını karşılamaması yüzünden ortaya çıkan su baskısı hem ulusal ve hem de bölgesel düzeyde artacak ve su temin sistemlerinde "belirsizlikler" yaşanacaktır.

Ayrıca mevcut su kaynaklarının ihtiyaç duyulan su miktarını karşılayamaması yüzünden su kaynakları üzerindeki baskının artmasının yanı sıra göçler yaşanacak, su taleplerini karşılamak için proje maliyetleri artacak ve maliyetlerin karşılanmasına yönelik olarak da su bedeli gündeme gelecektir.

2. İdari ve Yasal Sorunlar

Ülkemizde yeraltı Suları ile ilgili çalışmalarda çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığı görülmektedir. Sulama kooperatifleri ile ilgili işlemler ve yatırımlar Tarım ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü ve İl Özel İdareleri tarafından yürütülmektedir. Bu, zaman ve emek kaybına yol açmaktadır. Kurumlararası koordinasyon eksikliği ve yatırımların paralellik arz etmemesi nedeni ile hizmetler bir an önce üretime kazandırılmaktadır

DSİ yatırımlarını tamamlamakta ancak İl Özel İdare tarafından sulama şebekesi yapılmadığı için çiftçiler sulama hizmetlerinden faydalana mamakta ve yatırımların ömrü azalmaktadır.

3202 sayılı yasa kapsamında İl Özel İdareleri tarafından köy yerleşim birimlerine içme suyu temini için yapılan çalışmaların 167 sayılı kanun hükümlerine tabi olmaması nedeniyle yapılan işlemler DSİ’nin bilgisi dışında meydana gelmektedir. Böylece aynı yeraltı suyu kaynağından yapılan kullanımlar artmaktadır.

5018 sayılı “Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na istinaden hazırlanan yönetmelik, umuma ait suların belediyelere tahsisinde Maliye Bakanlığı’nı yetkili kılmaktadır. Yeraltı suları umuma ait sular kapsamındadır. Dolayısıyla DSİ haricinde başka bir kurum tarafından yapılacak su tahsisleri su yönetiminde karmaşaya sebep olacaktır.

Büyükşehir Belediyeleri mücavir alanlarındaki su havzalarının korunmasını sağlamak Büyükşehir Belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında yer almaktadır.........

© İstiklal