menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslâmî Perspektifle Toplum Mühendisliği. Hikmet, Adâlet, Maneviyat ve Diriliş Ekseninde Bir Medeniyet İnşası

12 4
17.07.2025

Toplum mühendisliği, sadece fizikî yapılar kurmak değil; insanın ruhunu, fikrini ve değerlerini esas alarak bir gelecek inşa etmektir.

Toplum mühendisliği, Batılı seküler paradigmaların aksine İslâm medeniyetinde "insan-ı kâmil" yetiştirmeyi hedefleyen bir diriliş projesidir. Kur'ân-ı Kerim’in "Oku!" (Alak 1) emriyle başlayan bu süreç, salt bilgi transferinden ziyade hikmet, adâlet ve ahlâk temelli bir toplumsal dönüşümü esas alır.

Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.), Mekke'deki cahiliye toplumunu 23 yılda "Asr-ı Saadet" modeline dönüştürerek, İslâm'ın en büyük toplum mühendisliği örneğini sunmuştur.

Bu noktada İslâm’ın temel daveti olan “Oku” emri, toplum mühendisliğinin merkezine insanı ve onun ruhî, ahlâkî inşasını yerleştirir.

Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet merkezli bir dava, yalnızca bilgi aktarımına değil, hikmetin, ahlâkın, adâletin ve insanî kemalin topluma hâkim kılınmasına hizmet eder.

“En hayırlınız, öğrenen ve öğreteninizdir” hadisi, bu inşa sürecinde ilim ehlinin ve eğitim gönüllülerinin ne denli kıymetli bir yerde durduğunu vurgular. Dolayısıyla davanın başarısı, rıza-i ilâhîyi gaye edinen, bildiğini öğreten, yaşadığıyla örnek olan dava insanları ile mümkündür.

Bu dava, bilgiyle sınırlı kalmaz; hikmeti, maneviyatı ve yüksek ahlâkı öğretir. Kur’ân-Kerim’in adaletini toplumda yeşertmeyi, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ahlâkını sosyal hayata yerleştirmeyi hedefler.

Davanın manevi boyutu, bu hareketi mukaddes bir emanet hâline getirir. Kişi bu yolda yürürken, hem kendi iç âlemini inşa eder hem de başkalarına ışık olur. “Sen ol ki olmayanlar olsun” anlayışıyla hareket eden dava insanı, kendisiyle sınırlı kalmaz;........

© İstiklal