Sanat ve Mükemmellik Üzerine Teolojik Bir İnceleme
Sanat, insanlık tarihi boyunca hem bireysel hem de toplumsal boyutlarda derin etkiler bırakmıştır. Ancak sanatın temelinde “mükemmellik” arayışı mı vardır, yoksa kusur ve eksiklik de sanatın hakikatine dâhil midir? İslâmî literatürde sanat, doğrudan Allah’ın yaratışıyla ilişkilendirilmiş, insanın ortaya koyduğu sanat ise bu ilahî yaratışa öykünme çabası olarak değerlendirilmiştir.
Sanatta Mükemmellik Meselesi
Kur’ân-ı Kerîm’de sanat ve yaratılışın mükemmelliğine atıf yapılır:
“Dağları görür, onları hareketsiz, yerlerinde donmuş sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların yürümesi gibi geçip giderler. Bu, her şeyi sağlam ve mükemmel yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz O, yaptığınız her şeyi en iyi bilendir.” (Neml, 88)
Bu ayet, Allah’ın sanatının kusursuz ve mutlak olduğunu ifade ederken, beşerî sanatın böyle bir mükemmellik iddiasında bulunamayacağını ortaya koyar. İnsan eliyle yapılan her iş, ilahî yaratılışın yanında sınırlı ve eksiktir.
İmam-ı Şâfiî’nin talebesi İmam-ı Müzenî (r.a) şu sözüyle bu hakikati pekiştirir:
“Bir kitap yetmiş kere gözden geçirilse de mutlaka onda bir hata bulunur. Çünkü Allah Teâlâ, kendi kitabı dışında hiçbir kitabın hatasız olmamasına hükmetmiştir.” (El-Hatîbü’l-Bağdâdî,........
© İstiklal
