TÜRKİYE'DE SİSTEMLİ ÇÖKÜŞÜN ANATOMİSİ(2003-2025) - VII
Liyakatsizlik ve Nepotizm – Devlet Kadrolarında Çürüme
Devletin omurgası liyakattir. Bu omurga kırıldığında, kurumlar felç olur, adalet körleşir, hizmet çürür. Türkiye’de kamu kadrolarına yapılan atamalarda liyakat değil, sadakat esas alınmaktadır. Diploması, tecrübesi, uzmanlığı olan değil; “bizden” olan, “yakın” olan, “tanıdık” olan tercih edilmektedir. Bu tercih, sadece bireysel mağduriyetler yaratmakla kalmaz; sistemin tamamını yozlaştırır.
Nepotizm, yani akraba ve yakın çevre kayırmacılığı, artık istisna değil, kural haline gelmiştir. Bakanlıkta danışman olanın kardeşi belediyede müdür; belediye başkanının yeğeni il müdürü; milletvekilinin kuzeni genel müdür. Bu zincir, halkın vergileriyle dönen kamu sistemini bir aile şirketine çevirmiştir.
Liyakatsiz atamalar, sadece işin ehline verilmemesi anlamına gelmez. Aynı zamanda denetim mekanizmalarının da çökmesi demektir. Çünkü liyakatsiz kişi, kendisini oraya getiren güce borçludur ve ona karşı kördür. Bu körlük, yolsuzlukları görmezden gelmeyi, usulsüzlüklere sessiz kalmayı, hatta aktif biçimde........
© İstiklal
