Yazacak ve yapacak o kadar şey var ki… Gündeme yetişmek çok da mümkün değil…
Davranışsal iktisat açısından bir şeylere değinmeye çalışalım. Herkes çok gergin…

Sabah gözlerinizi açar açmaz bir veri bombardımanı başlar. Haberler, bildirimler, ekranın ardında sinsice bekleyen algoritmalar… Hepsi sıraya girmiş gibi. Önce bir bakayım diyorsun. Sonra bir daha… Ve bir daha… Zihin, hiç izin almadan çalışmaya başlıyor. Oysa sen sadece uyanmak istemiştin.

Günün ilerleyen saatlerinde, televizyonun bir köşesinde kendini tekrar eden yüzler beliriyor. Bir grafik, bir yorum, bir analiz… Yarım kulakla dinliyorsun. Bir yanın -Yeter!- diye bağırmak istiyor, ama diğer yanın, o sesi çoktan susturmuş. Çünkü artık bu, ‘normal’ olarak kodlandı zihninde. Buna da ‘Normallaşma’ diyoruz.

Beynimizin Krize Tepkisi…

İnsan zihni karmaşadan hoşlanmaz dostlar. Hele ki kontrol hissinin kaybolduğu bir düzende, kendini savunma yolları geliştirir. Başta öfkeyle karşılık verirsin, sonra iç çekersin. Ve nihayetinde sessizce kabullenirsin. Davranışsal iktisat bunu -öğrenilmiş çaresizlik-........

© İstiklal