Nedenlerin İzinde (13)
İsraf: Devlet İçin Yıkım Millet İçin Yokluk ve Yoksulluktur.
İsraf nedir? Sahip olunan nimeti, kıymeti, malı saçıp savurmak, gereksiz ve faydasız şekilde tüketmek, hor kullanarak yok etmektir. Kur’an-ı Kerim bu konuda çok açıktır. A’râf Suresi 31. ayet: “Yiyin, için fakat israf etmeyin! Allah israf edenleri elbette sevmez.” İsrâ Suresi 26-27. ayetler: “İsraf etme! İsraf edenler, şeytanların kardeşleridir.” Nisâ Suresi 5. ayet: “Mallarınızı, israf edenlere vermeyin.” Hz. Peygamber (S.A.S): “Yiyin, için, giyinin, sadaka verin; ama israf ve kibirden sakının!”, diyor. İsraf edenin, şeytanın kardeşi sayılması; Allah’ın israf edenleri sevmemesi, onların ahirette azapla karşılaşacağını bildirmesi, israfın sadece yanlış değil, aynı zamanda ahlaki bir zafiyet, imanı bir eksiklik olduğunu da gösterir.
İki büyük nimet: mal ve beden. Mal, "canın yongasıdır." Malı, doğru işlerde kullanmak; hayırda harcamak, ihtiyaç sahibine ulaştırmak, vakıf kurmak, sadaka bırakmak, öldükten sonra bile sevap hanesini açık tutmaktır. Mal mülk edinmek, yardım için çalışmak, niyet halis ise ibadettir. Şükretmek, nimetin hakkını vermektir. Su, ekmek, giysi, kalem, defter… Ne varsa, ölçülü kullanmak farzdır. Zira şükür sadece dilde değil, davranışta da tecelli eder. Bunlar, israfın ferdi boyutudur. Peki, devleti yönetenler için israf nedir? Kendisine emanet edilen millete ait, milletin ortak varlığını keyfi, şahsi, gösteriş için harcamaktır. Bu şekildeki israfın; ekonomik boyutunun yanında ahlaki, sosyal ve tarihi boyutu da vardır. Şayet, devletler........
© İstiklal
