Sebeplerden korkulduğu kadar, hatta sebepler korkusunun binde biri kadar Allah korkusu kalmadı. Sebepler putlaştırıldı ve kalpler bu putların tapınağı haline geldi. Mesela deprem korkusu hemen hemen herkese yerleşti. Depremi yapanın korkusu var mı?

Bakın bu ayeti çok iyi anlamak lazım…
“Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah´tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler. «Hepsi Allah´tandır» de. Bu topluma ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar!” (Nisa, 78)

Ne dedi ayet? “Hepsi Allah’tandır de.”
Allahu Teala, sebepleri perde kılarak kendini setretmiştir. Arif olanlar için ise perde yoktur. Deprem bir sebeptir. Bu sebebin ortaya çıkışındaki perde ise üzerine evler, iş yerleri ve türlü yapılar inşa ettiğimiz levhaların kendisidir.

Peki bu sebepleri Allahu Teala niçin harekete geçiriyor? İçinde yaşadığımız bu kainat müthiş bir algoritma ve baştan aşağı yazılımlardan oluşuyor. Herkes niyetiyle bir yazılım yazar ve bu niyeti icraate döktüğünde enter tuşuna basmış olur. O yazdığı yazılımın karşılığı ise karşısına çıkmaya başlar.

Toplumlarda cereyan eden büyük olaylar toplumun yazdığı kodların yani amellerin toplamıdır. Tohum misali. Toprağa diken tohumları saçıp, gül bekleyemezsin.

Peki reçetemiz nedir?

1) Doğru kullanılmayan ilaç kalıcı fayda vermez. İlk mesele o yüzden hakikatli anlayış ve itikata sahip olmak.
• Nisâ 4/78: “Hepsi Allah’tandır.”
• Nisâ 4/79: “Sana bir iyilik isabet ederse Allah’tandır; bir kötülük isabet ederse kendindendir.”
Ayetin birinde her şeyin Allah’ta olduğu, diğerinde ise kötülüklerin kendi hatalarımızdan olduğu ifade ediliyor. Ne demek bu? Yaratma ve takdir Allah’tandır; başa gelen “zararın sebebi”........

© İstiklal