Küçük İsraillerin Büyük Bedeli
Amel deyince insanın aklına belli başlı, iyi ya da kötü fiiller gelir. Ancak hayatın ve yaradılış sanatının derinliğini kavrayabilmek için, dünya hayatının belkemiği olan bir hakikati fark etmek gerekir: Hak ediş sistemi.
Bu sistemi en iyi şöyle düşünebiliriz: Yazılım dili gibi. Bir kod yazıyorsun, her satırı dikkatlice oluşturuyorsun. Sonra “Enter” tuşuna basıyorsun — işte o anda yazdıklarının karşılığı karşına çıkıyor.
İnsan da böyledir. İç dünyasında ne yazdıysa, hangi niyetle beslediyse, onu hayatına aktarır ve sonunda karşılıkla buluşur.
Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
“Size isabet eden her musibet, ellerinizle işlediklerinizin bir karşılığıdır. Ama Allah çoğunu affeder.”
(Şûrâ, 30)
Bu ayet, hak ediş sisteminin ilahi tarifidir.
Biraz tefekkür edelim…
İnsan yalnızca şahsi amelleriyle değil, toplumsal amelleriyle de bedel öder.
Bugün İslam âlemini ilgilendiren her felaket, her musibet, bizim ortak amellerimizin, ihmal ve zulümlerimizin neticesidir.
İsrail’in zulmü, Amerika’nın sömürüsü, Arap baharı maskesiyle gelen kışlar, darbeler, yüz yıllık kanlı işgaller…
Peki biz ne........
© İstiklal
