Cumhuriyetin 102. Yılında Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti kurulalı 102 yıl oldu ama rejim tartışması olmasa bile yönetim tartışmaları ülke gündemini sürekli meşgul etmektedir.
Her 29 Ekim törenlerinde öyle övgüler yapılır ki, yaşananlarla övgüleri ilişkilendirince bir sorun var ama nerede sorusunu sormadan edemiyorum.
Bir de bir türlü yakından ilişkilendiremediğim “cumhuriyet-demokrasi” kavramları var ki, her önüne gelen cumhuriyetten önce demokrasiden bahseder.
Cumhuriyet, yalın haliyle ilkokulda öğretildiği gibi “halkın kendi kendini yönetmesi” olarak tanımlanmaktadır. Yani, ülkeyi halkın seçtiği yöneticiler yönetirler.
Çok ayrıntıya çok girmeden gelelim ağızlardan düşmeyen demokrasinin ne olduğuna:
Demokrasi; halkın kendi kendini yönetme anlayışına dayanan bir siyasal sistem olarak tanımlanmaktadır. Demokraside vatandaşlar oy kullanarak yöneticilerini seçer, düşüncelerini özgürce ifade eder, çoğunluğun kararı geçerli olsa da seçildikten sonra bütün vatandaşların hakları korunur.
Cumhuriyet ve demokrasi arasında çok fark görülmese de cumhuriyet, kimin yöneteceğini, demokrasi ise nasıl yönetileceğini ortaya koymaktadır. Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanır; demokrasi ise bu egemenliğin özgür, eşit ve adil biçimde kullanılmasını sağlar.
O zaman demokrasi olmadan cumhuriyetin olması bir anlam ifade etmiyor, her ikisi bir arada olursa temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir devlet olunabiliyor.
Gelelim ülkemizdeki........© İstiklal





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon