menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çıplaklık, Utanma Duygusunu Kaybetme ve Kıskançlığın Çöküşü

582 0
11.08.2025

İnsanlık tarih boyunca edep ve haya duygusunu medeniyetin temeli sayarken, Müslümanlar için ise hem içsel hem de dışsal olarak inancın gerekleri arasında yer almaktadır.

İnancımızın gereği olan edep ve haya duygusu Müslüman bir toplumda bile özgürlük adı altında adeta yerle bir edilmiş, edilmektedir.

Giyinmek sadece fiziki bir örtünme değil, aynı zamanda insanın iç dünyasını dışa yansıtan bir tavırdır.

Müslüman bir kadın veya erkeğin örtünmesi, Rabbinin emrine teslimiyet, nefsiyle mücadele ve toplumun ahlakını koruma iradesidir.

Günümüzde "benim bedenim, benim kararım" sloganı altında dayatılan çıplaklık, özgürlükten çok bir düşkünlük halini almıştır, en azından ben öyle görüyor ve acıyorum.

Reklamlar, diziler, sosyal medya mecraları üzerinden sürekli göz önünde tutulan bu hâl, zamanla çıplaklığa değil, gözün, gönlün, ailenin ve toplumun çıplak bırakılmasına dönüşüyor.

Çıplaklığın yaygınlaştığı bir toplumda, kıskançlık doğal olarak artması gerekirken üzülerek ifade etmeliyim ki, kıskançlığın çöküşünü de görüyoruz.

Gereksiz ve aşırı kıskançlık zararlara yol açmakla birlikte normal sınırlarda kıskançlık olmalı, olmaması ailenin, dolayısıyla toplumun çöküşüne zemin hazırlamaktır.

Zamanımızın en büyük tuzağı utanma duygusunun kaybedilmesidir. Utanma duygusunu kaybeden insandan her türlü rezalet beklenebilir.

İnsanlık, çağdaşlık ve özgürlük adı altında değerlerini birer birer terk ederken, aslında kendi........

© İstiklal