menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sezai Karakoç: Sözün, Duruşun ve Sessizliğin Şairi

12 0
yesterday

Sezai Karakoç, benim hayatımda yalnızca bir şair değil, düşünce dünyamın temel taşlarından biridir. Onun eserleriyle ilk karşılaşmam, gençlik yıllarımda bir fikir yangınının ortasında gerçekleşti. Cümleleri sadece zihnime değil, kalbime de dokunmuştu. Hayattayken birkaç kez Diriliş Kitabevi’ndeki sohbetlerinde bulunma fırsatım oldu. Kelimelerinin arasına sinen vakar, konuşmasındaki sükûnet hâlâ zihnimde capcanlı durur.

Bir Duruşun Adı

Karakoç, yalnızca şiirleriyle değil, yaşantısıyla da bir duruşun adıdır. O, çağının alkışına değil, vicdanının sesine kulak vermiş bir fikir adamıydı. Türkiye’de birçok şair, yazar, düşünür ve siyasetçiye ilham kaynağı oldu. Fakat onu benzersiz kılan, bu etkiyi sadece kalemiyle değil, karakteriyle kurmuş olmasıdır.
Hayatı boyunca siyasî ve toplumsal dalgalanmalara rağmen çizgisinden sapmamış, “Diriliş” düşüncesini bir medeniyet ideali olarak savunmuştur. Onun için diriliş, önce insanın iç dünyasında başlardı.

Popülerliğe Mesafeli Bir Bilge

Sezai Karakoç’un hayatına baktığınızda, onun popülerliğe karşı duruşunu hemen fark edersiniz. 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kendisine verilen “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”nü kabul etmiş ama törene katılmamış, ödülün........

© İstiklal