menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öğretmenin Sırtındaki Görünmez Çuval

8 0
13.07.2025

Geçtiğimiz ay, bir seminer dönüşü mola verdiğimiz bir kafede, iki öğretmenin sohbetine kulak misafiri oldum. Masalar yan yana, sesler biraz yüksek, cümleler birbirine karışıyor ama eğitim söz konusuysa kulaklar ister istemez seçici hâle geliyor. Biri diğerine “Sizde okul sonrası ne gibi çalışmalar yapılıyor hocam?” diye sordu. Öyle sıradan bir merak gibi değildi bu soru; sanki içinden geçen başka şeyler de vardı.

Diğeri gülümsedi:
“Bizim okulda öğretmenler çok rahat hocam. Dersine gir, çık, gün bitince serbestsin. Ek etüt, toplantı, etkinlik, ofis yok. Hizmet içi eğitim dönemleri de oldukça kısa sürüyor. Okul kapandığı gün tatile çıkıyoruz. O yüzden bizim okula geçmek isteyen öğretmen çok.”

Soru soran öğretmenin yüzünde o an garip bir ifade oluştu: Hem şaşkınlık hem de yorgun bir hüzün… Ardından şöyle dedi:

“Bizim okul tam tersi… Haftanın dört günü okuldan sonra iki saat daha kalıyoruz. Etütler, birebirler, toplantılar, sınavlara hazırlık çalışmaları, sürekli planlar, evraklar, formlar… Daha tam olarak dinlenmeden, Ağustos ortasında bizi okula çağırıyorlar. ‘Hizmet içi eğitim’ adı altında her yıl uzayan bir mesai var. Öğretmenler artık gerçekten bıkmış durumda. Herkes daha sade, daha insani koşullar sunan bir okul arıyor.”

O an düşündüm: Aynı şehir, aynı eğitim sistemi, aynı müfredat... Ama iki öğretmenin anlattıkları neredeyse iki ayrı gezegen gibi. Biri mesleğini huzurla sürdürüyor, diğeri sırtına görünmeyen bir çuval yüklenmiş gibi yaşıyor. Bu çuval öyle hafif değil; evrakla, toplantıyla, angarya işlerle dolu.

Bu Görünmez Çuval Nereden Çıktı?

Öğretmenlik mesleği, doğası gereği sevgiyle ve yürekle yapılan bir iştir. Ama ne zaman ki bu işe gönülden gelen emeğin yanına iyi niyetle süslenmiş ama planlaması çok iyi yapılmamış işler eklenir, işte orada öğretmen kendini kıyıda köşede kalmış hisseder. Eğitimcinin yükü dersle, öğrenciyle olur; ama çoğu zaman bu yükün yanına şu eklenir: “Formu doldurdunuz mu hocam?”, “Yarınki toplantıya mutlaka geliyorsunuz, değil mi hocam?”, “Etkinlik için kostüm ayarlayabilir misiniz hocam?”

Bir müzik öğretmeni, yıl sonu gösterisinde dans koreografisi çalışırken...
Bir fen bilgisi öğretmeni, okulun önemli günler panosunu tasarlarken...
Bir İngilizce öğretmeni, sosyal medyaya içerik üretirken… Bir bilişim teknolojileri öğretmeni, afiş ya........

© İstiklal