Bir Gün Sur Üflenir Her Yüreğe
şehrin karanlık caddeleri çağırıyor beni
hayallerim yalpalıyor
birazdan devrilecekmiş gibi
ne bir ağaçtır devrilen
ne de koca bir dağ
bir yerlerde yalnız ölmüştür birileri
bir hatıra ormanı yanarken
zaman neden aklında tutsun beni
kayasını ellerinden çaldırmış
bir deniz kenarında otururken Sisyphos
birileri cellatlarından bağımsız
ellerinde kadehlerle kutsuyorlardı ölüleri
zira kurumuştu kanlar
ve çoktan yıkamışlardı ellerini
sen hâlâ o yaştasın rüyalarımda
ve ben de büyümüyorum fotoğraflarda
biliyorum artık
hangi yoldan gidersem gideyim
yine de çağırır toprak
anılarımı taşlarda saklayarak
mayınlı bir alanda kalmıştır tüm sözlerim
kelimelerim yerle gök arasında
yağmur tanelerine yüklenmiştir harflerim
........
© İnsaniyet
