Mansur
Freud’u okumamış garibim, beni okumamış, ölüm içgüdüsünü bilmiyor. Bir uygarlık çözülüyor, bir uygarlık yükseliyor; çözülme ve yükselmenin de tek bir temeli var: Barbarlık! Kimse bundan feragat etmiyor. Mansur, feragati sevmiyor, “ille de barbar olacağım” diyor. Bir de kibirli, kendini çok beğeniyor. Beğensin, aynalar kırılacak değil ya. Kendini beğenme nedir ki? Bizim Abuzer’e göre, ukala kimseler kendilerini çok beğenirler: Bugüne kadar pek konuşmuyordu, bir şey biliyor zannediyorduk, hatta ketum diyordum, üzülüyordum, meğer bir şey bilmiyormuş, okumamış, okumak sabır ister ama gözlem yapma gücü de yok, yazıktır.
Zaman kötü. Öldürerek yaşayan kimselere, kahraman deniliyor. Birileri ölüyor, birileri bu ölüme gidenler üzerinden kendini var ediyor, meselenin aslıyla kimse ilgilenmiyor. Mansur, aslıyla ilgilenmiyor. Mansur, kendini sevmiyor, bu yüzden başkasını da sevemiyor; böyleleri ya da kısaca Mansur, kendine tapıyor, putunu da kendi yapıyor…
Yazıktır Mansur’a, tedaviye ihtiyacı var; para mı toplasak, parti mi yapsak, bilemedim ki? Mansur’da kendini diğer insanlardan üstün görme hastalığı var, empati kuramıyor, neyse ki şoförü var, neyse ki araba kullanmıyor, dikkat eksikliği yüzünden bir trafik canavarı olurdu; Mansur, bu trafikte sadece kendini var sanıyor, kendine hayran tavırlarıyla sürekli bir şeyler bekliyor. Ne yapsak bilmiyorum. Eyüp Burç’a söyledim. Dedi, İlke TV’ye çıkartalım, konuşsun… İtiraz ettim, nedeni şu: O söylüyor, Özgür, özür diliyor. Aslında bu özrün altında, şu var; biri diğerinin altını mı oyuyor? O diyor ben, diğeri diyor ben, cumhur olacağım… Ben diyorum ben olayım; ben niçin cumhur olmak istiyorum ki, nedeni bir Urfa türküsü: Önünde yar, ardında çifte halayık yürür. Bu, hepsi bu…
Bunlar hasta, Mansur hasta… Gerçek olmayınca, Mansur kendine bir gerçek uyduruyor; fantezi dünyası üzerinden geçmişi, geleceği ve bugünü istediği gibi eğip bükme hakkını kendinde görüyor.
Kendilerinin bir emeği yok, kulağından tutmuşlar, bir koltuğa oturtmuşlar, parlatılmışlar ve ilk parladığı anda, yaptığı ilk iş hayvanları telef etmek olmuş… Doğrusu bunun ezikliğini de yaşıyor, çok yetenekli olduğunu düşünüyor; bütün enler, onda birleşiyor, anketlerde hep o birinci, en yakışıklı, en başarılı o… Sonuçta olmayan bir auranın peşinden gidip, sürekli göz önünde olmaktan ne oldum delisi olmuş…
Mansur eşsiz olduğunu düşünüyor, benzersiz, yetenekleri tartışılmaz zaten; Bazen Allah’ın kendisine bunları lütuf olarak verdiğine inanıyor, bazen Allah’ı bir yana........
© İlke TV
