menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Av. Adar Balsak yazdı | Çözüm sürecinde beklenen af düzenlemesine ilişkin hukuki değerlendirmeler ve öneriler

17 1
15.07.2025

22 Ekim 2024 tarihinde söylemsel düzeyde başlayan çözüm sürecinin en asli ve eylemli adımı, 10/07/2025 tarihinde PKK’li bir gerilla grubunun Süleymaniye’de silahlarını yakması ile atılmış oldu.

Sırada, Kürt Hareketinin demokratik- barışçıl siyaset mekanizmalarına kavuşmasının yasal zeminini yaratmak vardır. Bu zeminin en önemli ayağı ise, PKK’li kadrolara ve mahpuslara ilişkin ceza infaz düzenlemelerinin hayata geçirilmesidir.

Önceki bir yazıda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında koşullu salıverilme yasağının kaldırılması (umut hakkının tanınması) ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bireysel özel af yetkisi hakkında değerlendirmelerde bulunmuştum. Bu yazıda ise, tüm PKK’li mahpusları ve kadroları etkilemesi beklenen olası bir affın kapsamına ve sonuçlarına değinecek, birtakım somut önerilerde bulunacağım. Metne yayılmış bulunan öneriler, yazının sonunda sıralandırılmıştır.

1)Af nedir, çözüm süreci kapsamında ilan edilmesi muhtemel olan af türü hangisidir?

Genel olarak kaynağını Anayasalarda bulan, teknik yönleri bakımından ise ceza kanunlarında düzenlenmiş olan af; bazen kamu davasını düşüren ve kesinleşmiş bir ceza mahkumiyetini bütün kanuni sonuçları ile ortadan kaldıran, bazen de kesinleşmiş bir cezanın sadece kısmen ya da tamamen infazını önleyen veya başka bir cezaya dönüştüren yasama ya da yürütme organlarının yaptığı bir kamu hukuku tasarrufudur. (A.Sözüer)

Anayasa’da, “üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek” TBMM’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır (m.87). Anayasa’da bu af yetkisine yalnızca orman suçları bakımından bir sınırlandırma getirilmiştir. Bu nedenle TBMM, af yetkisini Devletin güvenliğine karşı işlenmiş olan suçlarla ilgili olarak da kullanabilecektir. Oysa 2001 yılında yapılan değişikliğe kadar “Anayasanın 14’üncü maddesindeki fiillerden dolayı” verilen mahkumiyetlerin affedilemeyeceği düzenlenmişti.

Türk Ceza Kanunu’nun 65. Maddesi uyarınca; af, sonuçları bakımından genel ve özel olarak ayrılır. Genel af, kamu davası ve cezanın tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını; özel af ise cezanın kaldırılması (ilga), hafifletilmesi(tahfif) veya başka bir tedbire dönüştürülmesini (tahvil) konu alır. Hem genel af hem de özel af toplu ve bireysel olarak ilan edilebilir. Kolektif genel af, belirli suçları irtikap eden herkesi kapsarken bireysel genel af muayyen olarak bir/birkaç kişiye ilişkin olabilir. Aynı ayrım özel af için de geçerlidir. Oysa genel affın herkesi kapsadığı özel affın ise bireysel olduğu şeklindeki toplumsal inanç yanlış olup genel af ile özel af arasındaki ayrım işlemin sonuçları bakımındandır.

PKK’nin silah bırakması üzerine, TBMM’nin ilan edeceği muhtemel af, özel aftır. Meclisin genel af gibi radikal bir adımla karşılık vermeyeceği tahmin edilebilir. Zira, cezaevinden çıkacak olan PKK’li mahpusları devletin denetiminde tutmak, yurt dışına çıkışlarını engellemek, kamuoyunu ürkütmemek gibi kimi siyasi saikler güdülüyor olabilir. Bu nedenle; genel af ile cezanın (hak yoksunlukları dahil) tüm sonuçlarıyla kaldırılması yerine, özel af ile, yalnızca cezanın infazının kaldırılması veya değiştirilmesi yoluna gidilmesi muhtemeldir.

Değinildiği gibi, özel af halinde mahkumiyete bağlı olan hak yoksunlukları ortadan kalkmayacaktır. Bu nedenle; gerçek bir demokratik-siyasal zemin inşa edilmek isteniyorsa, affedilen mahkumların seçme ve seçilme hakları ile örgütlenme hakları temin edilmelidir.

Olası bir özel af düzenlemesi ile, mahkumiyete bağlı tüm hak yoksunlukları ortadan kalkmayacaksa da , Türk Ceza Kanunun 53. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) , (b) ve (d) bentlerinde öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmamasına karar verilebilir. Bunun için, TCK m.65/3’e bir istisna getirilmeli, genel bir çözüm için ise TCK m.53/3’ün ikinci cümlesinin kapsamı genişletilmelidir.

Anlaşılacağı üzere; genel af ilan edilmeyecekse bile, burada önerilen özel af değil, melez bir af türüdür. Anayasa’da af türlerine ilişkin bir tanım bulunmayıp, bu tanım ceza kanununda verildiği için, sonuçları bakımından kendine özgü bir af türünün ihdas edilmesi önünde Anayasal bir engel bulunmamaktadır.

2) Olası bir af kanununun hangi suçları kapsaması beklenmektedir?

3217 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320 nci maddeleri ile 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçların, birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde terör suçu söz konusudur. Bu suçlar, TCK 2. Kitap 4. Kısımda düzenlenen Millete ve Devlete Karşı........

© İlke TV