menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

YETMİŞ İKİLİLER

7 0
25.04.2025

Tüm dünyada efsaneleşmiş ve kendilerinden sonra gelen her düşünceden siyasi gurupları da etkilemiş bir 68 kuşağı vardır. Sözgelimi bizler 72 lise mezunları olarak 68’lilerden etkilenmiş guruplardanız. 68’lilerin çıkışı genel olarak, 1960'lı yıllarda tüm dünyada esen özgürlük akımı ve savaş karşıtlığı söylemleriyle başlamıştı. En etkilisi ve kalıcı olan da Fransa'daki Sorbonne Üniversitesinde meydana gelen öğrenci isyanıyla, Latin Amerikalı devrimci Ernesto Che Guevara'nın, 1967 yılında Bolivya Ordusu tarafından öldürülmesi olayıdır.

68 kuşağı hareketini "zamanın ruhu" olarak adlandırırsak anti-emperyalizm, modernizm, özgürlükler, sanayileşme ve kalkınma, gençlik miti bir bütün olarak yaygınlık kazandı. Öyle ki bugün de aynı söylemlerin devam ettiğini söyleyebiliriz. Gençliğin "zamanın ruhu" olarak başlattığı bu hareket, zaman zaman silahlı eylemlere de dönmüştü ki bu konuda en açık eleştiriyi Uğur Mumcu: Mahir Çayan ve arkadaşlarının kurdukları Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi "terör örgütü" olarak tanımlanmıştır, sözleriyle tanımladı. Oysa Uğur Mumcu, bu dünyaya mal olmuş 68 hareketini, "güçsüzlerin sesi, mazlumların haykırışı, halkın birlikteliği, emperyalizme karşı direniş" olması gerektiğini vurgulardı.

Dünyada fırtına olup esen bu 68 üniversite öğrencilerinin rüzgarını bizler, lise yıllarında yüzümüzde, göğsümüzde, yüreğimizde hissettik. Türkiye’de 68’liler, bizlerin ağabeyileri idi, bir üst sınıflarımız idi. Dünyayı da Türkiye’yi de sıkı takip ediyorduk. Olayları görüyor, yaşıyor, okuyorduk. Hatırladığım en etkili eylem ise, İstanbul’da Amerikan 6. Filosuna karşı gösterilen tepkiydi.

Böyle bir rüzgar esiyordu Türkiye’nin sokaklarında, okullarında, şehirlerinde hatta aynı ailenin içerisinde. Ülkücüler ve devrimciler çıktı o zamanın ruhundan; Çin ya da Rus yanlıları ya da Amerikancılar yetişti o kargaşa dünyada; Ne Rusya ne Çin her şey Türklük için diyenler vardı o esen rüzgarda; Faşizmin ayak sesleri duyuldu; Türk- İslam sentezi, reçete diye ileri sürüldü…

Zamanın ruhu neyse bizler de o ruhu yaşadık. Bizler, yani 68’lilerden sonraki liseliler.

Tamam, bizler, hani Çanakkale Savaşı yıllarında Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş,........

© Hürses