menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suç Örgütünde Soruşturma İzni Şart mı?

16 1
26.04.2025

Kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı izin şartına bağlı olarak soruşturulup kovuşturulabilecekleri, bunun istisnasının ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.161/5-8 ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 17. maddesinde tanımlanan suçlar olduğu, bu suçların işlendiği iddialarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmaların izne, yani takip şartına bağlı olmadığını bilmekteyiz.

Kamu görevlileri tarafından görevleri sebebiyle işlenen suçların nitelendirilmesinde sorun yaşanabileceği gibi, hangi suçun kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suç sayılıp sayılmayacağı konusunda da netlik olmayabilir. Kanun koyucu, “kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suç” ölçütüne yer vermek suretiyle görevden kaynaklanan yetkinin kötüye kullanılmasını esas alıp, yukarıda sayılan suçlar dışında ancak soruşturma ve kovuşturma izninin alınması halinde kamu görevlisinin sorumluluğu yoluna gidilmesini öngörmüştür.

Bu tespit, görevden kaynaklanan yetkinin kötüye kullanıldığı, yani kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suçun tartışmasız anlaşıldığı durumda sorunsuz yapılacaktır. Görevden kaynaklanan yetkinin kötüye kullanıldığı hususunun net olmadığı ve “görev suçu” sayılamayacak durumlarda, neyin görev sebebiyle icra edilip edilmediğini belirlemek çok zor olabilecektir. Suçun adına ve unsurlarına bakmak suretiyle kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suçun varlığına veya yokluğuna karar verilemez. Suçun adı ve unsurlarından hareketle, görevden kaynaklanan yetkinin kötüye kullanıldığından ve dolayısıyla izin alınması zorunluluğundan bahsedilemez.

Burada en önemli tartışma konusu, adı ve unsurları itibariyle görev suçu sayılamayacak veya görevden kaynaklanmadığı sonucuna varılan suçlardan dolayı 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca soruşturma izni alınıp alınmayacağı hususunda toplanır. Örneğin; suç örgütü kurmak suçunun görevle ilgili olmadığı, bir kamu görevlisinin görevi sebebiyle suç örgütü kurmak, yönetmek, suç örgütüne üye olmak veya üyesi olmadığı örgüt adına suç işlemek veya örgüte yardım ve yataklık etmek suçlarını işleyemeyeceği, bu sebeple de suç örgütü mensubu kamu görevlisi hakkında soruşturma izni alınmasının gerekli olmadığı sonucuna varılabilir.

Bu düşünceye katılmamaktayız. Sırf suçun adı ve unsurlarından hareketle kamu görevlisinin işleyip işleyemeyeceği suç farklılaştırılmasına gidilemez. Görevi sebebiyle işlenen suçların neler olduğu, suçun adına ve unsurlarına bakılması suretiyle tespit edilemez. Suçun adı ve unsurlarından ziyade, kamu görevlisinin suça görevi sebebiyle karışıp karışmadığı anlaşılmalıdır. Kamu görevlisinin örgüte katılma ve yardım suçlarında üstlendiği rol, verdiği maddi veya manevi desteğin kaynağı ifa ettiği kamu görevi ve kamu görevinden kaynaklanan yetkiler olduğunda, bu suçun kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suç sayılması mümkün olabilecektir. Kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, mala zarar verme, cebir, görevin kötüye kullanılması suçlarını görevi sebebiyle işlemesi ne kadar mümkünse, aynı şekilde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.220’de tanımlanan suç örgütü kurmak, yönetmek, örgütün üyesi olmak veya üyesi olmadığı örgüt adına suç işlemek veya örgüte yardım ve yataklık etmek suçlarını görevi sebebiyle işlemesi ihtimal dahilindedir.

Bütün mesele, yasal tanımda yer alan “kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği suç” kriterine ne anlam yüklendiğinde toplanmaktadır. Esasında her suç; kamu görevlisinin görevine girmeyeceği gibi, görevin usule uygun şekilde ifası kapsamında da açıklanamaz. Kamu görevlisi, görevinin sınırları dışına çıkmak veya görevinden kaynaklanan yetkisini kötüye kullanmak veya görevinin ifasını hukuka aykırı bir amaca tahsis etmek iddiası ile karşı karşıya kalabilir. Hatta 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesine göre; MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası........

© Hukuki Haber