menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müdafi Yokluğunda Şüphelinin Kollukta Alınan İfadesi Hükme Esas Alınabilir mi?

13 1
02.07.2025

Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İfade ve sorgu usulü” başlığı altında yer alan 148. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen; “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.” hükmü doğrultusunda müdafiinin huzurunda alınmayan şüphelinin kolluk ifadesinin duruşmada okunamayacağı, şayet mahkemenin çelişki görmesi halinde, bu çelişkiyi gidermek amacıyla duruşmada kolluk tutanaklarının okunup okunamayacağı, CMK m.213 uyarınca bu duruma itiraz edilip edilebileceği, bu doğrultuda Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13.12.2023 tarihli, 2021/17836 E. ve 2023/25607 K. sayılı kararı kaleme alınmıştır.

Suçla itham edilen herkesin bir müdafiin yardımını alabileceği, hem CMK m.149/1’de şüpheli veya sanığın, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabileceğini ve hem de İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.6/3-c’de, bir suçla itham edilen herkesin, kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafiin yardımından yararlanma hakkına sahip olduğu, eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, re’sen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yaralanabilme hakkına sahip olduğu yasal düzenlemelerle ortaya koyulmuştur.

Kanun, müdafii yardımı olmaksızın alınmış ifadelerin doğruluğuna karine olarak şüphe ile yaklaşmaktadır. Bu tür ifadeler, ancak hakim veya mahkeme önünde tekrarlanırsa şüphe ortadan kalkacaktır. Kolluk tarafından şüphelinin alınan ifadesi, şüpheliye yaptırılmış teşhis veya yer gösterme işlemi hukuka uygun olsa bile, müdafii hazır bulunmaksızın alınmış ifade veya yapılmış işlem, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmamışsa hükme esas alınamaz[1].

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13.12.2023 tarihli, 2021/17836 E. ve 2023/25607 K. sayılı kararına göre; “Sanığın, doktor olan katılana yerine getirdiği görev nedeniyle aleni sayılan hastane koridorunda ‘Hastama bakmıyorsun, senin gibi doktor olmaz olsun, ananı, avradını, bacını, dinini, imanını sinkaf edeyim, o... çocuğu doktor.’ şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği iddia ve Yerel Mahkemece kabul olunmuştur. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın temyiz sebepleri ile sair yönlerden yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak; 5271 sayılı Kanun'un 148’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan ‘Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz’ ve aynı Kanun'un 213’ncü maddesinde yer alan ‘Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hakim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafiin hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir.’........

© Hukuki Haber