menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KAMU GÖREVLİSİNE (MEMURA) KARŞI GÖREVİNDEN DOLAYI HAKARET SUÇUNDAN VERİLEN KARARIN KANUN YOLU

11 0
17.07.2025

Özet olarak; CMK’nın ismen sayılan suçlar içinde olması nedeniyle kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan seçenek yaptırım olarak doğrudan verilen ve kesinlik sınırı içinde kalan adli para cezasına dair mahkumiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının kanun yoluna tabi olup olmadığı veya hangi kanun yoluna tabi olduğu hususu tartışılmıştır.

Temyize tabi olduğu belirtilen CMK’nın 286. maddesinin 3. fıkrasında ismen sayılan katalog suçlardan, hakaret (madde 125, üçüncü fıkra, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret) suçunun diğer katalog suçlardan ayran şöyle bir özelliği vardır. Bu suçtan dolayı hapis cezasının yanında “veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” ibaresiyle seçenek yaptırım olarak doğrudan adli para cezası da verilebilir. Katalog içindeki bu suç dışındaki diğer suçlarda ise seçenek yaptırım olarak doğrudan adli para cezasını verme imkanı yoktur. Kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret suçundan ise ilk derece mahkemesi seçenek yaptırım olarak kesinlik sınırı içinde doğrudan adli para cezası verebilir. Hatta istinaf incelemesi sırasında bölge adliye mahkemesi de ilk defa seçenek yaptırım olarak doğrudan adli para cezası verilebilir. İşte böyle bir uygulamada, yani temyize tabi tutulan bir suç nedeniyle kesinlik sınırı içinde verilen bir cezaya dair hükmün kanun yolunun ne olabileceği, başka bir deyişle duruma göre istinaf veya temyize tabi olup olmayacağı hususunda ilgili maddelerde, özellikle 286. maddesinde tereddüt veya yorumları giderici tam bir açıklık yoktur.

Bu yöndeki kararlar, daha çok 01.06.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren (TCK’nın 52. maddesindeki) adli para cezalarının alt-üst sınırı (20.00 TL - 100,00 TL’den 100.00 TL - 500.00 TL’ye çıkarılması) ile ilk derece mahkemesinin (CMK’nın 272. maddesindeki) istinaf incelemesi dışında ve kesinlik sınırı (15.000.00 TL) kapsamında kalması nedeniyle karşımıza çıkabilmektedir. Belirtilen tarih öncesinde verilen doğrudan adli para cezası, alt sınır olarak 20,00 TL’den tercih edilseydi dahi 3.000,00 TL’yi geçtiği için istisnai bur vaziyet olmadıkça istinafa tabi idi. Dolayısıyla pek tartışmalı olmazdı. Bunun yanında bu tarihten sonra verilen ve alt sınır olarak 100.00 TL’den tercih edilse bile 15.000,000 TL’yi geçtiği için yine sorun olmadan istinafa tabi olacaktır. Buna karşılık 01.06.2024 tarihi öncesindeki suç nedeniyle daha lehe olduğu için o tarihte yürürlükte olan alt sınır olarak 20,00 TL seçildiğinde ve hatta yaklaşık olarak 50.00 TL’ye kadarlık kısmı, 15.000,00 TL’nin altında kaldığı için kesinlik sınırında kalabilmektedir.

Örneğin, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan 01.06.2024 tarihi veya sonrasında ilk derece mahkemesince verilen 15.000,00 TL altındaki doğrudan adli para cezası ya da buna dair HAGB kararı, istinaf incelemesine ve bunun sonucunda temyize tabi midir? CMK’nın 272. maddesi dikkate alındığında bu maddenin 3. fıkrası uyarınca kesinlik sınırı içindeki bu karar, kesin olduğundan istinaf yoluna başvurulamaz. Buna karşı, 286. maddesinin 1. fıkrasında genel kural olarak bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebileceği, maddenin 2. fıkrasında istisnai olarak istinafın temyiz edilemeyen kararları sıralanmıştır. Bu maddenin (286) 3. fıkrasında ise 2. fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile ismen sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza daireleri kararlarının temyiz edilebileceği düzenlenmiştir.[1] Burada “karar” tabiri tercih edilmiştir. Bu nedenle içinde beraat, mahkumiyet, düşme gibi karar türlerinin olduğu da açıktır.

Kesinlik sınırı içindeki kararın istinafa tabi olup olmadığı yönünden BAM (istinaflar) arasında farklı kararlar olmakla birlikte çoğunluk görüş, bu yöndeki ilk derece mahkemesi kararının kesin olduğu ve istinafa tabi olmadığı yönündedir.[2] İstinafa tabi olmayan bir karar, CMK’daki iki istisna dışında, haliyle temyize de tabi değildir. Bu durumda yasa koyucunun özel düzenleme (286/3. Maddesi) ile temyiz incelemesinden geçmesini istediği bir suça dair kararın, daha genel madde (272/3. Maddesi) uyarınca istinafa bile tabi olmamasının uygun olup olmadığının tartışılması gerekir.

Görüşe göre, CMK’nın 272/3. madde kapsamında olan bir hüküm, ilk derece mahkemesince verilmişse istinafa veya bölge adliye mahkemesince verilmişse temyize tabi olmayıp kesindir.[3] Örnekteki ilk derece mahkemesince verilen doğrudan adli para cezasına ilişkin karar, 272/3. maddesi kapsamında kesindir. Çünkü 286. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ve temyize tabi olacağı belirtilen karar, aynı maddenin 2. fıkrası kapsamına girmiyor. Yani istinaf kararı olmadığı için temyize tabi değildir. Temyize tabi olması için öncelikle istinafa tabi olması gerekir. Bu nedenle kesin karar olduğu ileri sürülmüştür. Buna göre eğer kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan ilk derece mahkemesince kesinlik sınırı içinde doğrudan adli para cezası verilmiş ise bu karar istinaf edilemez. Söz konusu kesinlik sınırındaki kararı istinaf ceza dairesi vermişse temyize de tabi değildir. Zira karar, 272/3. maddesi kapsamında olup, 286. maddesinin 2. fıkrası kapsamında istinafın verdiği bir karar değildir.

Kanaatimizce, 286. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki bir suç nedeniyle verilen kararın tür (ceza-beraat-düşme) veya ceza miktarına (kesinlik sınırında olup olmadığına) bakılmadan ilk derece mahkemesi kararı ise istinafa ve bölge adliye........

© Hukuki Haber