İHALENİN FESHİ DAVALARINDA İLGİLİ SIFATI İLE İLGİLİLERİ DIŞINDA İHALENİN FESHİNİN TALEP EDİLMESİ HÂLİNDE İHALE BEDELİ ÜZERİNDEN NİSBİ HARÇ VE TEMİNAT ŞARTI
YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA
İHALENİN FESHİ DAVALARINDA İLGİLİ SIFATI İLE İLGİLİLERİ DIŞINDA İHALENİN FESHİNİN TALEP EDİLMESİ HÂLİNDE İHALE BEDELİ ÜZERİNDEN NİSBİ HARÇ VE TEMİNAT ŞARTI
(İcra İflas Kanunu madde 134)
Bilindiği üzere İcra İflas Kanunu’nun “İhalenin Neticesi ve Feshi” başlıklı 134/2.maddesinde; “İhalenin feshini, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 281’inci maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 24.11.2021 tarihinde ise 7343 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27.maddesi ile İİK’nın 134.maddesine; “Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nispi harca tabidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü hâlinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve istem hâlinde iade edilir. Talebin reddi hâlinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir.” fıkrası ile “Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır. Talebin reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde genel hükümlere göre tazminat davasının açılmaması hâlinde hükmedilen para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsili için durum mahkemece tahsil dairesine bildirilir. Tahsil dairesi alınan teminattan, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde para cezasını tahsil etmezse talep hâlinde teminat ilgilisine iade edilir.” fıkrası eklenmiştir.
Bu kapsamda ihalenin feshi davası açabilecek kişiler, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerden ibarettir. Nitekim burada İİK.m.134’de yer alan “yalnız” ibaresi ile ihalenin feshi davası açabilecekler sınırlı sayıda tutulmuştur. Kanun metnindeki bu yalnız ifadesi düzenlemenin geniş yorumlanmasını zorlaştırmaktadır (Dr.Ömer ÇON, İhalenin Feshi, Ankara 2021, s.90). Dolayısıyla bir davada şirket tüzel kişiliği, ilgili sıfatına sahip olsa dahi bu şirketin yetkilisi tek başına ilgili sıfatına sahip olmadığından ihalenin feshi davası açamaz. Zira şirket yetkilisi icra takibinin tarafı olmadığından, pey sürmek suretiyle ihaleye de katılmadığından, tek başına ihalenin feshi davası açabilecek kişiler arasında sayılmamıştır (Yargıtay 12.Hd. 2020/1028 E. 2020/1874 K. ; Yargıtay 12.Hd. 20.10.2015 T. 2015/21986 E. 2015/25170 K.). Yine şikayetçinin, takibe konu alacak için kefil olması ya da satış ilanının fuzuli bir şekilde kendisine de tebliğ edilmiş olması ihalenin feshini talep hakkı vermez (Yargıtay 12.Hd. 2021/2416 E. 2021/3210 K. ; Yargıtay 12.Hd. 2017/387 E. 2017/4900 K. ; Yargıtay 12.Hd. 2016/26921 E. 2017/3758 K.). Yine satış isteminde bulunmayan rehin alacaklısının ihalenin feshi davası açmasına olanak yoktur (Diyarbakır BAM 6.Hd. 24.02.2022 T. 2021/3052 E. 2022/518 K.). Yine istihkak iddiasını ileri süren tarafın dahi ihalenin feshi talep hakkı yoktur (Gaziantep BAM. 12.Hd. 05.10.2019 T. 2019/459 E. 2019/2078 K. ; Yargıtay 12.Hd. 17.11.2011 T. 2011/5422 E. 2011/22622). Yine taşınmaz mallarda hacze iştirak eden alacaklı, yalnızca bu sıfatına dayanarak ihalenin feshini isteyemez (İstanbul BAM Üyesi İsmail ERCAN, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 8.Baskı, Ankara 2021, s.702). Yine ihalesi yapılan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulması, İİK’nın 134.maddesinde düzenlenen ihalenin feshi nedenleri arasında yer almadığından ihalenin feshini talep hakkı vermez (Yargıtay 12.HD. 2018/10024 E. 2019/580 K. ; Yargıtay 12.HD. 2016/18094 E. 2016/21013 K.).
Bu kapsamda bir kişi ihale tarihi itibariyle tapu sicilinde ilgili sıfatına sahip değilse ihalenin feshi davası açamaz (Yargıtay 12.Hd. 20.12.2021 T. 2021/11727 E. 2021/11618 K.). Burada tapu sicilindeki ilgililerin tespitinde esas alınacak tarih ise ihale tarihidir. Nitekim Yargıtay ilgilerin tespiti için son içtihatlarında ihale tarihini esas almaktadır (Yargıtay 12.Hd. 2021/6025 E. 2021/6869 K. ; Trabzon BAM 4.Hukuk Dairesi Üyesi Yasin KÖSE, İhalenin Feshi Şikayetinde Usul Kuralları, s.13-14). İİK.m.134’te ihalenin feshi davası açabilecek tapu sicilindeki ilgililer kavramı da, yorum yoluyla genişletilemez (Yargıtay Hgk. 25.06.2019 T. 2018/12-77 E. 2019/790 K. ; Hakim Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR, İhalenin Feshi Davaları, Ankara 2020, s.34).
İşte İİK.m.134 kapsamında ilgili sıfatına sahip olunmaması halinde devreye yukarıda bahsi geçen İİK.m.134/3 ve İİK.m.134/4.maddeleri girer. İlgili düzenlemeler gereği ilgili sıfatını taşımayan davacıya İcra Mahkemesince öncelikle nisbi harcın yatırılması için süre verilmeli, verilen süre içinde harç tamamlanmaz ise mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30.maddesinin yollaması ile HMK’nın 150.maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve süre içinde harcın ikmal edilerek yenileme talep edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Şayet verilen süre içerisinde davacı tarafından harç tamamlanır ise mahkemece bu kez teminatın yatırılması için davacıya HMK’nın 115.maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmelidir. Burada harcın yatırılmamasının yaptırımı, “davanın açılmamış sayılması” iken harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımı “davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi” şeklindedir. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak uygulamada sırf ihale sürecini uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacı ile hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshinin talep edilmesinin önüne geçilmesi, ihale sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması gösterilmiştir. Yargıtay uygulamasında da aynı yönde görüşler mevcuttur;
Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 02.11.2023 Tarihli 2023/4567 Esas 2023/7058 Karar sayılı kararı; “…İhalenin feshi şikayeti daha önce başvuranın kim olduğuna bakılmaksızın maktu harca tabi iken 2004 sayılı İİK'nın 134.maddesinde değişiklik yapan ve 30.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı kanunun 27/4. maddesi ile ihalenin feshi davasını “Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerin" açması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi kılınmıştır. Ayrıca ihalenin feshi talebinde 7343 sayılı kanunun 27/5.maddesi ile davayı “ Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler" teminat yatırmakla yükümlü kılınmıştır. Yargı harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harçtan muaf olanlar dışındaki davacının harç yatırması zorunluluğu, HMK'nın 114.maddesinde belirtilen dava şartlarından değildir. Dava harçları özel kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun "Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi " başlıklı 30.maddesi "Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu ( HMK md.150 ) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." hükmünü içermektedir. HMK'ya göre bir şartın tamamlatılması, mahkeme tarafından ilgilisine usulüne uygun şekilde süre verilmesi halinde........© Hukuki Haber
