menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nietzsche aforizması: Beşiktaş'taki krizleri tek tek açıkladı

11 2
02.06.2025

Beşiktaş bu sezon, varlık ile yokluk arasındaki o ince çizgide yürüdü. Sanki bir Nietzsche aforizmasının sahaya yansıması gibiydi. Süper Kupa’da Galatasaray’a karşı alınan o tarihi 5-0’lık zafer, birdenbire doğan bir güneş gibi parladı. Ama o ışığın altında maratona girildiğinde, gölgeler uzundu. Yönetim krizleri, teknik direktör sirkülasyonları, sakatlıklar ve tükenmiş bedenler... Her şey, bir futbol takımından çok, içsel bir buhran yaşayan kalabalığı andırıyordu.

Beşiktaş, sezonun şampiyonu Galatasaray’a çelme takan tek takım oldu. Kadıköy’de Fenerbahçe’ye diz çöktürdü. Ama sonra, bir varmış bir yokmuş masallarına yaraşır biçimde, en umulmadık yerde tökezledi. Sanki kader, tutarsız bir yazarın kaleminden çıkmıştı.

Ole Gunnar Solskjaer’ın gelişi, sadece sistemin değil, belki de varoluşun değişimiydi. Taktik tahtasına çizilen her ok, soyunma odasındaki sessizliğe ses, sahadaki dağınıklığa ritim, kimliğini yitirmiş bir takıma "kendilik" katıyordu. Fakat bu dönüşüm, doğum sancısı........

© HalkTV