Gözleri açık körler ülkesi
Bir sabah, kırmızı ışıkta bekleyen bir adam aniden kör olur. Gözleri açık ama önünde sadece bembeyaz bir süt denizi vardır. Derken bu tuhaf körlük, bir salgına dönüşür. Önce karısı, sonra onu doktora götüren adam, sonra doktor… Körlük, görünmeyen bir virüs gibi bulaşır.
Portekizli yazar Jose Saramago’nun Körlük romanı böyle başlar. Bir distopya değil aslında bu, bir ayna.
Medeniyet dediğimiz cilalı yapının, birkaç katman altındaki çürümenin hikâyesi. Çünkü bu körlük sadece gözlerle ilgili değil. Asıl körlük vicdanda, ahlakta, hafızada.
Bugün Türkiye, işte bu körlüğün içinden geçiyor.
Gözler açık ama çok kişi görmüyor.
Herkes her şeyi biliyor ama kimse hiçbir şeyi duymamış gibi yapıyor.
Televizyonlarda gerçekler susturulmuş, gazetelerde vicdanlar mürekkebe batırılmış.
Sosyal medya ise ya troll çığlıklarıyla dolu ya da boş........
© HalkTV
