Türkiye’nin başlıca eğitim sorunları nelerdir?
Şahin Aybek
Türkiye’nin başlıca eğitim sorunları nelerdir diye bir soru yöneltsem ne dersiniz?
Türkiye Eğitim sistemi yıllardan beri çeşitli sorunlarla karşılaşmakta ve bu sorunları ortadan kaldırmak için farklı dönemlerde değişik çözüm yolları denemektedir. Sistemin sorunları deyince hiç kuşkusuz ki bunları kısa bir zaman süresi içerisinde özetlemek, ya da birkaç sayfaya sığdırmak mümkün değildir. Ancak genel hatlarıyla belirtmek gerekirse bu sorunların başlıcalarını eğitimde fırsat eşitsizklikleri, ülke kaynaklarından eğitime ayrılan payın yetersizliği, öğretmen ve yönetici yetiştirme ve atama politikaları, bazı yerlerdeki sınıf nüfusunun kalabalık olması, sınav odaklı eğitim, ezbere eğitim , Yüksek öğretimde niteliğin giderek düşmesi ve özellikle de son yıllarda ortaya çıkan siyasal amaçlı müfredat değişiklikleri ve bu bağlamda çeşitli Cemaat ve dini örgütlerle yapılan sözleşmeler gereği okullara yoğun dini içerikli eğitim ve öğretim etkinliklerinin girmesini sıralamak mümkündür.
Eğitim bir sistem bütünlüğü içerisinde işleyen bir yapıdır. Dolayısıyla Eğitim sisteminin sorunları deyince o sisteme etki eden diğer sistemlerden kaynaklanan sorunlar ile o sorunların sisteme yaptığı etkiler sonucunda sistemin ürettiği hatalı ürünlerin yani eğitim sisteminden geçen bireylerin eksikleri dolayısıyla diğer sistemlere verdiği zararları ya da diğer sistemlerde oluşturduğu sorunları birlikte ele almak en doğru yaklaşım olacaktır. Bu kapsamda konuya bakıldığında, eğitim sistemi bir yandan diğer sistemlerdeki, bozulmaların yarattığı etki ile bozulurken, diğer yandan bu bozulmanın etkisiyle ürettiği hizmet nedeniyle eksik ya da hatalı yetiştirdiği bireyler yoluyla da diğer sistemlerde sorunlara ve bozulmalara yol açmaktadır. Bu nedenle bir ülkenin eğitim sistemi o ülkenin beyni niteliğindeki en stratejik sistemdir. Sistemin beyni bozulunca sistem tümüyle bozulma yaşar. Onun için bana göre bir ülkeyi yaşanır hale getirmek ve onun bireylerinin kendilerini güvencede hissederek mutlu yaşamalarını sağlamak da o ülkeyi geri kalmış ülkeler seviyesine indirip, bireylerinin güven ve mutluluğunu yok etmek de eğitim sistemini yönetmekle doğrudan ilişkilidir diye düşünüyorum. Bu nedenle şimdi üzerinde konuşacağım sorunları seçerken eğitim sistemin özünde yer alan stratejik alt sistemlerin sorunlarını öncelikli olarak ele alıp ilerlemek istiyorum. Çünkü bu sorunlar eğitim sisteminin çıktıları olan bireylerin eksik ve hatalı yetişmesinden ve dolayısıyla hem kendilerine hem ailelerine hem topluma hem de evrene istenilen katkıyı yapabilmelerini kısıtlayan sorunlardır.
Bu sorunlardan birisi bence nitelikli öğretmen yetiştirme ve atama sisteminden kaynaklanan sorundur. Bu sorunu önemsiyorum, çünkü bir ülkenin eğitiminin niteliği, diğer faktörlere göre öğretmen niteliği ile daha yakından ilişkilidir. Türkiye de öğretmen yetiştirme sistemi uzun yıllardan bu yana sürekli bir değişime maruz kalmıştır. Köy enstitülerinden öğretmen okullarına, öğretmen okullarından eğitim yüksek okullarına, eğitim yüksek okullarından eğitim fakültelerine doğru sistem sürekli bir evrilme geçirmiştir. Tabi ki bunların dışında eğitmen yetiştirme kursları, sözleşmeli öğretmenlik sistemi, formasyonla öğretmen yetiştirme vb. birçok uygulamayı saymak mümkündür. BU sürekli değişimler bize Türkiye’nin kurulduğu günden bu yana, cumhuriyetin ilk yılları ATATÜRK dönemi hariç, bir öğretmen yetiştirme politikasının olmadığını göstermektedir. Kuşkusuz eğitim sisteminin çevresindeki sistemlerde yer alan değişim ve dönüşümler, bilim ve teknolojideki yeni bulgular eğitim sistemi ve öğretmen yetiştirmeyi de etkileyerek onları değişime zorlamaktadır. Ancak eğitim sisteminin biraz önce belirttiğim özelliklerine dayalı olarak, diğer sistemlerdeki değişimlerin eğitim sistemi ve öğretmen yetiştirmeye uyarlanması ciddi araştırmaları, incelemeleri gerektirmektedir. Hal bu iken, Türkiye’de öğretmen yetiştirme sistemi ve bu bağlamda yapılan değiştirme ve dönüştürmeler, bilimsel araştırmalardan uzak, Türkiye’nin sosyal, kültürel, siyasi, ekonomik vb. gerçekleri dikkate alınmadan, günlük değerlendirmeler ve özellikle de son yıllarda olduğu gibi, ekonomik ve siyasi beklentilere dayalı olarak yapılmıştır. Kuşkusuz bunun sonucunda yapılan her yenileşme ya da değişimin sorunu çözmesi beklenirken, aksine yeni sorunların kaynağı olduğu birkaç yıl sonra anlaşılabilmiş ve bu anlaşılınca da yeni bir model denenme yoluna gidilmiştir. Bu anlayış öğretmen yetiştirme sistemini yap boz tahtası haline........
© HalkTV
